USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

VARLIĞI KÜRT VARLIĞINA…

18-06-2015

Hani hepiniz biliyorsunuzdur. Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nde şöyle bir cümle vardır. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Seçimlerden sonra daha açık ve net bir şekilde  görülüyor ki, Türkiye’deki bazı siyasi parti ve fraksiyonların hayatlarını sürdürebilmelerini, Türkiye ve dünyada Kürtlerin yaşıyor olmasına bağlı olduğunu, yoksa halka Kürt aleyhtarlığı  dışında başka da söyleyebilecekleri herhangi bir sözlerinin olmadığını üzülerek görmekteyiz.

Seçimlerden sonra oluşabilecek koalisyon tartışmaların yaşandığı şu günlerde, özellikle MHP’nin biz HDP ile her ne suretle olursa olsun yan yana  gelmeyi bırakınız, telaffuz edilmesini bile kabul etmeyiz şeklindeki görüşü ve hala bunlar ülkeyi bölüyorlar şeklindeki  tezleri savunuyor olması  çok düşündürücü ve acı olduğunu belirtmek isterim. Sanıyorlar ki HDP’de onlar ile koalisyon yapmaya can atıyor. HDP’de bu süreçte MHP gibi bir parti ile anılmak istemeyebilir, ancak onları yok sayan ve onları dışlayıcı bir dil kullanmıyorlar. MHP’nin kullanmış olduğu dil tamamen kendilerini tek sahip gören, diğerlerini de ikinci sınıf parti gibi gören bir anlayışı çağrıştırmaktadır.

Yani şimdi Türkiye’de Kürtler olamamış olsaydı, MHP ve onun gibi düşünen diğer parti ve fraksiyonlar Türkiye halkına ne vaat edeceklerdi? Türkiye ve dünyanın gerçeklerini bu kadar okuyamayan ve siyasetini dışlamak üzere kurmuş bu partinin hala milyonlarca oy alıyor olması Türkiye toplumunun barışı için hiç de sağlıklı görmediğimi belirtmek isterim. Dışladıkları parti ve bu partiye oy vermiş halk, her fırsatta bile çözümü Türkiye’nin içinde ve mecliste gördüklerini defalarca açıklamışlardır. Buna dair isteklerini, duygularını defalarca belirten, Türkiye’den ayrılma  gibi bir düşüncelerinin olmadığını ifade eden bir siyasi hareketi düşman gibi görüp, onları yok saymak, Türkiye’deki barış dili  ve kardeşlik hukuku ile  kadar  bağdaşmaktadır?

Madem ki siz diğer üç siyasi parti, Türkiye ve Türkiye halkını daha çok düşünüyor ve seviyorsunuz, neden bir araya gelmek için her biriniz kırmızı çizgiler beyan ediyorsunuz. Siyasetin asıl gayesi halka hizmet etmek ise bu hizmeti verebilmek için neden kendi pozisyonlarınızdan birazcık olsun taviz verme noktasına gelmiyorsunuz? Farz edelim ki mecliste HDP gibi bir parti olmuş olmasın. Anlaşılan o ki bugün HDP yerine bir başka, Kürt orjinli yani Kürtlerin daha çok oy verdikleri bir parti olmuş olsa, aynı muameleyi onlara da gösterecekleri görünmektedir. Yok sayacak, dışlayacak ve büyüklük taslanacaktır.

Görünüşe göre diğer üç siyasi parti koalisyon kurma noktasında başarılı olamayacak ve yeniden erken seçime gidilecektir. Çünkü Türkiye’deki koalisyonlar, program, ilkeler ve projeler üzerinde değil de, kime hangi bakanlık verileceği üzerinden yürüdüğü için başarılı olma şansı çok zayıftır. Bunun asıl sebebi de her ne kadar siyaseti halk için yapıyoruz diyenlerin asıl amaç ve gayelerinin kendi şahsi istikbal  ve çıkarlarını düşündüklerinden kaynaklanmaktadır.

Türkiye’deki barış ve kardeşlik hukukunun sağlanması adına hiçbir dönemde şimdiki kadar şans doğmamıştır. Bu şansın iyi değerlendirilmesi ve dışlayıcı dilden uzaklaşılması gereklidir. Bunu yapması gerekenlerin en başında ise, kendini Türkiye milliyetçisi gibi görenlerdir. Bu ülke bölünmeyecek kadar güzel, büyük ve hepimize yetecek kadar zengindir. Asıl tehlikeli ve önemli nokta, ülkelerin bölünmeleri toprak ayrışımından çok, gönül ve bağlılık duygusunun kırılmış olmasıdır. Bu duygunun kırılmamasına herkes en azami dikkat ve hassasiyeti göstermelidir. Ortadoğu’da yaşananlar buna en güzel örnektir. Akıl ve feraset ile hareket etmek dileği ile…

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?