USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ASGARİ ÜCRETİN YANSIMALARI

20-12-2021

Asgari ücretin %50 seviyesinde artması aylardır yükselen döviz fiyatlarına paralel olarak önlenemeyen enflasyon ve hayat pahallılığı ile satın alma gücü düşen işçi ve işçi aileleri için bir nebze de olsa umut kaynağı olmuştur.

Bu artışla beraber işçinin yanı sıra işverenleri de sevindiren bir hadise vardır ki o da gelir ve damga vergisi dilimlerinin kaldırılmasıdır.

Asgari ücretin vergi dışı bırakılması yıllardır tartışılan bir sorun. Bu sorunun da ortadan kaldırılması işverene ve üretime olumlu katkıları olacaktır.

Ancak şuan için kaldırılan bu sorunun ilerde tekrar ortaya çıkmaması adına durumun Anayasal bir güvence ile teminat altına alınması ülkemizin üretim ve istihdamı için çok önemli bir husus olmakla beraber asgari ücretten verginin kaldırılması olayı beraberinde yeni uygulamaları ve bu yeni uygulamaların da kısmen olumlu kısmen de olumsuz sonuçlar doğuracağı görülüyor.

Enflasyon ile mücadelenin zor ve sıkıntılı olduğu bir süreçte her platformda üretim ve istihdam vurgusu yapan Sayın Cumhurbaşkanımızın işçiye ve üretime gösterdiği hassasiyet önemli ancak bundan sonraki süreç için de işçinin enflasyona fiyat artışlarına ezdirilmemesi için kalıcı çözümlerin üretilmesi gerekir.

Asgari ücretin öncelikle enflasyonu telafi etmesi gerekiyor. Eğer ki ihracat fazlası bir ekonomi ile çalışıyorsak bunun ilk olumlu meyvelerinin işin fili üreticileri işçilere ve emekçilere yansımalıdır.

Geçmişte enflasyonun yüksek olduğu zamanlarda asgari ücret yılda iki defa belirleniyordu. Daha sonra makul düzeye inince yılda bir defaya çevrildi. Ancak enflasyon döngüsü içerisinde fiyat artışlarına bakıldığında yılda üçe dörde çıkarmak bile icap edebiliyor ki bu yönde de bir talebin oluşması gerekir.

Ayrıca ülkemizde asgari ücret yıllardır sadece işçinin ihtiyaçları göz önüne alınarak hesaplanmakta oysa hem işçinin hem de onun ailesinin ihtiyaçlarını karşılamalıdır. İşçinin bakmakla yükümlü olduğu kimseleri göz önünde bulundurmadan işçinin kişisel ihtiyaçlarına göre belirlemek, evli ve çocuk sahibi kişileri kapsam dışında bırakmaktır.

Aile fertlerinin ve ihtiyaçlarının dikkate alınmaması, uluslararası normlar bağlamında ele alındığında önemli bir eksiklik olarak karşımıza çıkmaktadır.

Asgari ücreti sadece ekonomik parametrelere bağlamak yanlış olur çünkü asgari ücret ahlâki ve vicdani bir ücrettir.

Buna göre de işçi ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını sağlayabilecek, insanlık onuruna yakışacak ve emeğin sömürülmesini önlemeye yetecek bir ücret seviyesinde olmalıdır.

Bu seviyenin belirlenmesinde amaç; ücretin korunması, haksız rekabetin önlenmesi, gelir dağılımında adaletin sağlanması ve yoksulluğun azaltılması olmakla beraber ülkenin ekonomik koşulları da dikkate alınmalı, olayın üretim ve istihdama yansıyan hem olumlu hem olumsuz tarafları çok iyi irdelenmelidir.

Özellikle personel sayısı fazla olan üretim firmalarının işçi maaşlarının 3.000 TL 'den 4.250 çıkması hem üretilecek olan ürünlerin fiyatına hem de işçi kıyımına direk olarak etki edeceğini de unutmamalıyız.

Bu sebeplen bir yandan işçilerin ihtiyaçları karşılanırken öte yandan da işletmelerin ödeme kapasiteleri de göz ardı edilmemeli, buna göre önlem ve tedbirler alınmalı, Kaş Yapalım Derken Göz Çıkarılmamalıdır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?