USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

YANLIŞ DÜĞMEYİ İLİKLERSEN…

03-04-2024

Bilim ile çağları atlatırken gelişemeyen ülkelerde iktidarların projeleri bilimsellik yerini günü birlik yaşamanın doğru olduğuna inandıran mantığı dayatır. Ülkeler bilimi hayatlarına entegre ederek insanı baz alan yapıları üretmek için harcamalardan çekinmezler. Bunun manası yapıda ve yaşamda ihtişam, lüks iç tasarım veya dekorasyon değildir. Bu atılım sürecini başlatarak eğitimli bilim adamları ile ileri dönük projeleri üretip onları devreye sokan akıllı liderler gerçekleştire bilir.

Vatandaşlar ölesiye çalışarak para biriktirirler, çalışma süreleri boyunca sağlıklarıyla yeterince ilgilenmezler.

Bu yanlış uygulama çalışma hayatı boyunca biriktirdiği paraları sağlıklarına harcaması ile sonuçlanır.

Gelişmenin ölçeği olarak yolları baz alan mantık, yolların yapımını müteahhitlere verirken önemli olan tüm denetimleri yapmazlar. İhaleyle yaptırılan yollar bir süre sonra trafiğin yükünü taşıyamayacak hale geldiğinden yolları bozarak yeniden yaparlar. İngilizlerin bir sözü vardır:

"kalitesiz mal alacak kadar zengin değilim." Bu güzel ve anlamlı söz yaşanan yanlışlarda yer alan bütün kesimlere nasihat manasındadır. Bitmedi, deprem bölgesinde yaşıyoruz. İnşa edilecek her yapı için tam detay içeren zemin etüdü yapılarak inşaatın yapımına izin verilmelidir. Bu yasalar hala gündemde.  Yapılan bina veya evlerin sağlam temellere oturtulması çok önemlidir.

İnşaat ve yapıdan anlamayan ancak parası olan herkes karlı gördükleri inşaat işinden pay almak için müteahhitlik firması kurarak müteahhitlik ruhsatı alabilmektedirler.

Almanya gibi bir ülkede inşaat ruhsatı olan 32.000 müteahhit varken, ülkemizdeki müteahhit sayısı 300.000 civarındadır. Gelişmiş ülkelerde inşa edilecek bir kompleksin her aşaması denetlenerek inşaatın devam etmesine izin verilir. Bizdeki uygulamalarda bu kurallara uyulmadığı yakın zamanda yaşadığımız 11 ili kapsayan depremde yaşanan on binlerce ölümüyle sonuçlanan depremlerde gördük. Can kayıpları dışında meydana maddi kayıpların müsebbipleri mahkemelerin karşısına çıkartılamıyorlar.

Ülkede ekonomik sorunlar yaşanmaya başlandığı zaman imar affı, barışı adı altında vatandaşların güvenli olmayan yapılarına belirli miktarda ödeme yapmaları karşılığında oturma ruhsatı verilebilmektedir.

İnşaat sektörünün her aşamasında rüşvet ve iltimas görmezden gelinirse, sonucu maddi kayıpların yanında insanların yaşamlarının son bulması ile sonuçlanır. Bu durumu ülkede meydana gelen depremlerde yaşanan can ve kayıpları bize yeterli uyarıyı vermiyor anlaşılan. Gelişmiş ülkeler bu sorunlar yaşanmadan önce önlemler alınarak deprem anında ve sonrasında yaşanacak can ve mal kayıpları en aza indirilir. Son birkaç yılda yaşanan depremlerin maddi ve manevi kayıplarından ders aldık mı?

Maraş depreminde 11 ilde etkili olan depremde yöre insanları zor hayat şartlarda yaşamaya mahkûm edildiler. Ülkede yaşanan ekonomik kriz toplumun her kesimini etkilemeye devam ediyor. Ülkenin kısıtlı ihracatı ile bütçe açıklarının oluşması tarım ve hayvancılığın bitme noktasına getirdi.

Çiftçi ürettiği ürünü maliyetine dahi satamaz iken iktidar yükselen gıda ürünlerinin fiyatlarını yabancı ülkelerden ithal ettiği düşük  fiyatlı ürünlerle aşağı çekmeye çalışıyor. Bu yöntem çözümsüzlüğün artmasına sebep oluyor. Bütçe açığını kapatmak için sürekli akaryakıt, gübre fiyatlarına zam yaparak çiftçilerin her dönemde zarar etmelerine neden olunmaktadır.

 Hayvancılık yaparak hayatını idame ettiren vatandaşların durumu da çiftçinin durumundan farklı değildir. Yem fiyatları ve diğer masrafların aşırı derecede artışı vatandaşların besledikleri hayvanları satmasına neden oluyor. Zorlaşan şartlarda besiciler gebe hayvanlarını dahi satarak günü kurtarmaya çalışırken ülkede azalan süt ve et ürünlerinin fiyatlarının yükselmesine neden olmaktadır.

Sorunlar başladığı anda gerekli önlemler alınmadığı sürece diğer  ürünlerde de benzeri sıkıntıların yaşanmasına neden olacağı göz ardı edilmemelidir. Yatırımlarda istihdamı da içeren planlamalar yapılmalıdır. Bütün bölgelerde büyük şehirlere göçün vatandaşlar için acilen önlem alınmalıdır.

Çitçilik ve hayvancılık yapan vatandaşlara yaşadıkları il, ilçe veya köylerde kalarak üretime devam etmeleri sağlanmalıdır.  Vatandaşlara yaşadıkları yerelde insanca yaşanacak ortam sağlandığı takdirde büyük şehirlere gitmeleri engellenebilir. Bugün Avrupa ülkelerinde bu sistem tıkır, tıkır işliyor.

Müteahhit firmalara yaptırılan köprü, yol ve hava alanlarından garantili araç geçişi veya garantili yolcu sayısı verilerek ülke bütçesine şu ana kadar bir katkı sunulamamıştır. Müteahhitlere dövize endeksli garanti verilerek vatandaşların yıllarca borç ödemesi ülke ekonomisine katkı sunmamıştır. Bugün aracı olmayanlar da yol ve köprülerden geçiş kotasında eksik kalan miktarları ödemek zorunda kalmaktadırlar. Bu yöntem vatandaşın bilgisi dışında gerçekleştiği için umursamaz. Garantili geçiş ödemeleri vergiye dönüştürülüp bütçeye aktarılması vatandaşlar bir bakıma uyutulur.

Ülkede enflasyon artıkça herkes parasını değerli tahvil, döviz ve altına yatırılarak kendini enflasyondan korumaya çalışır. Bozulan sistem kıssa sürede kartlar ile alışverişe dönüşür. Piyasadaki canlılık bu yöntemle çözülmeye çalışılır. Borsada bir yatırım çeşididir ancak maniple edilerek bilinçsiz yatırımcıların paraları ellerinden alınır. Daralan ekonomide paranın piyasaya akması için alınan önlemlerin hiçbiri sonuç vermez.

Dövizi ve altını baskılarken borsayı cazip hale getirme düşüncesi bir süreliğine olumlu sonuç verse de uzun vadede bir getirisi yoktur.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?