Son istatistiklere göre boşanmalar son yıllarda hızla artmakta, evlilikler ise düşüş göstermektedir. Bu sonucun mağdurları ise maalesef kadınlar olduğu ortada.
Dünya modernleştikçe, iletişim kanalları çeşitli ve kolaylaştıkça, haber alma ve haber yayma daha fazla hızlandıkça…
Çiftlerin beraber yaşaması ve tahammül etmesi daha da güçleşmektedir. Erkek olsun, Kadın olsun her iki tarafında, beklentileri ve hayat standartları yükseldikçe, tahammül azalıyor…
Birde piyasada alternatiflerin olması, bu alternatiflere ulaşımın kolaylaşması, Kadın ve Erkek arasında, kopmaların daha rahat olmasını sağlıyor…
Sosyal açıdan her iki cinste farklı ortamlara, siyaset, sosyal ve ekonomik çevrelerinden daha çabuk etkilenmekte ve daha çabuk iletişime geçebilmektedir.
Kadın da elini sallasa ellisi, Erkekte elini sallasa ellisi! Bu yüzden karşılıklı tahammül ve idare etme yolunu seçen çiftler pek kalmadı.
Birde aileler küçüldükçe ataerkil aile yapısından, çekirdek aileye doğru gidildikçe, büyüklerin araya girmesi, arabuluculuk ve ana, baba faktörünün ortadan kalkması ile…
Deneyimsiz ve eğitimsiz çiftler kısa sürede işi çözemeyince iş ayrılıkla sonuçlanmaktadır, bu ayrılıklar ise özellikle Kadının mağduriyeti ve hatta ömür boyu huzursuzluğu ile…
Çünkü kadın yapısı ve erkek tarafından algılanış tarzı nedeniyle, namus sayılmakta ve erkeğin boşamış olmasına rağmen onu sahiplenme içgüdüsü veya doğal yapısı ile…
Her an onun malıymış gibi algılanması, onun yeni bir hayat kurması veya başka bir erkek ile hayatını birleştirmesi çoğu zaman erkek tarafından tahammül edilmemekte ve saygı gösterilmemektedir.
Kadın cinayetlerinin altında yatan nedenlerin başında bu duygusal yapı geldiğine inanıyorum, bu yüzden kadına önce tehditler sonra, dayaklar ve ardından cinayetle sonuçlanan, tepkiler oluşuyor.
Bu yüzden öncelikle bu konuda erkeklerin daha farklı yönlerden eğitilmesi ve karşı cinse tahammül ilr hoşgörü içinde olmasının kabul ettirilmesi gerekir.
Erkek hiçbir zaman kendisinin hakkı olan başka biri ile flört etme veya evlenme hakkını boşadığı kadına tanımamaktadır ve bu tahammülsüzlüğü göstermektedir.
Kısacası boşanmalar yaygınlaştıkça, ortada kalan Kadınların dramı ve onların üzerindeki baskılar artmakta, en çok onlar mağdur olmaktadır.
İşte son istatistikler ile boşanmaların artışı ve nedenleri ile buna paralel olarak artış gösteren kadın tacizleri.
“Ajans Press’in Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, son 10 yıl içerisinde, Türkiye’de evlenen çift sayısı azalırken, boşanan çift sayısının yüzde 29 artış gösterdiği kayıtlara geçti. 2008 yılında 641 bin 973 kişi dünya evine girerken, bu rakam 2017 yılında 596 bin 459 olarak belirlendi. Buna karşın, 2008 yılında 99 bin 663 olan boşanma sayısı, 2017 yılında 128 bin 411 oldu. Böylelikle son 10 yılda evlenen çift sayısı 6 milyon 6 bin 732 olurken, boşanan çift sayısı 1 milyon 218 bin 458 olarak kaydedildi.
Ajans Press ve PRNet’in gerçekleştirdiği medya incelemesine göre evlenme ve boşanma oranlarıyla ilgili medya başlıkları dikkat çekti. 2008 yılında evlenme ve boşanma ile ilgili 5 bin 436 haber çıkışı belirlenirken bu rakam 2017 yılında 25 bin 114 oldu. Özellikle geçtiğimiz yıl yaşanan evliliklerde yabancı gelin ve damatların sayısı öne çıktı. Geçtiğimiz yıl evlenen 596 bin 459 kişinin yüzde 19,4’ünü Suriyeli gelinler oluştururken, yüzde 13,3’le Azeriler, yüzde 12,4’le Alman gelinler ilk üç içerisinde yer aldı. 2017 yılında yabancı damatların sayısı 3 bin 783 olurken, uyruklarına göre ayrım yapıldığında ilk sırayı yüzde 36,5 ile Alman damatlar aldı. Alman damatları yüzde 8,5 ile Suriyeli damatlar, yüzde 8 ile de Avusturyalı damatlar izledi.”
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
