Evli çiftlerin fiziksel ve ruhsal sağlıklarının evli olmayan bireylere göre daha iyi olduğu araştırmalar tarafından saptanmıştır (Bennett, 2006; Rohrer, Bernard, Zhang, Rasmussen ve Woroncow, 2008; Waite ve Gallagher, 2000). Aslında psikolojik ve fiziksel sağlık açısından iyi oluş hali sağlıklı bir evliliğin ürünüdür.
Evlilikte çatışma olması halinde ise bu durum tamamen tersine dönebilmektedir. Bazı araştırmalarda romantik ilişkide yaşanan çatışmanın kaygı, yeme bozukluğu ve madde kullanım bozuklukları ile ilişkili olduğu bulunmuştur (Fincham, 2003; Whisman ve Baucom, 2012).
Eş İlişkisinin Önemi
Bu bilgilerin ışığında evlilik ve romantik ilişkinin bireylerin hayatında oldukça önemli olduğunu söylemek mümkündür.
Esasında tüm ilişkilerimiz fiziksel ve ruhsal sağlığımız üzerinde büyük etkiye sahiptir. Fakat konu aşk ve evlilik ilişkisi olduğunda ilişkinin olumlu ya da olumsuz olması bireyleri daha fazla etkileyebilmektedir.
Sonuçta kişi evliliğinde eşinin ona gösterdiği değer ölçüsünde kendini sevilmeye layık biri olarak görebilir.
Buna ilaveten, genellikle eş ile geçirilen vakit diğer kişilerle geçirilen vakitten daha fazladır. Paylaşılan zamanın da fazla olması eş ilişkisinin ne kadar önem teşkil ettiğini bir kere daha gözler önüne sermektedir.
Daha İyi Bir Eş Olmak İçin Neler Yapabilirim?
Öncelikle önemli olan mükemmel bir eş olmayı hedeflemekten ziyade elinizden geldiği ölçüde eşinize olan sevgi ve sıcaklığınızı hissettirebilmenizdir. Onun fikirlerine değer verdiğinizi sözleriniz yerine davranışlarınızla belli etmeniz mühimdir.
Örneğin ‘’Çok doğru söylüyorsun.’’ deyip onun söylediğini yapmamak bir tutarsızlığa neden olur. Bu noktada eşiniz kendini ciddiye alınmış ve fikirleri önemsenmiş biri olarak göremez. Buna ek olarak, evlilikte tartışma ve çatışma olmaması gerçekçi bir beklenti değildir.
Önemli olan tartışmalar esnasında gerçek fikirlerinizi eşinize açıklamanız ve onu yargılamadan dinleyebilmenizdir. Hata ve eksik üzerinden eşinizi eleştirmek yerine, şu anda yaşanan problemi çözmek adına neler yapılabileceğini belirlemek gerekir. Çok önemli bir başka nokta ise, geçmişe takılmak ve eşinize zaten sen hep böyleydin gibi bir tutum sergilemenizin hiçbir zaman çözüm getirmediğidir. Geçmişteki hislerinizi eşiniz ile paylaşmanız olumlu olabilir fakat kavga ve çatışma anında bunu yapmak çözüm odaklı bir tavır değildir.
Saygı Mı Yoksa Saygıyı Hissettirebilmek Mi?
Tabii ki eşinize saygı duyduğunuzu ona hissettirmenizin ilişkinin en önemli unsurlarından biri olduğunu ifade etmek mümkündür. ‘’Ben eşimi önemsiyorum ve ona saygı duyuyorum.’’ cümlesi sadece hoş bir tınıdan ibarettir.
Bu düşüncelerinizi davranışlarınıza ne ölçüde yansıtıyorsunuz? İşte önemli olan sizin davranışlarınız aracılığıyla eşinizin kendisini saygın biri olarak görebilmesidir. Bu noktada evliliğin ilk yıllarındaki aşkın şiddetinin hep aynı düzeyde devam etmeyeceğini açıklamak önemlidir. Fakat eşinizle kurduğunuz yakınlık ve saygı bağlamındaki bir ilişki devamlılığını her daim sürdürebilir. Saygı, empati, anlayış, hoşgörü, eşini olduğu gibi kabul etmek gibi ilişkinin temel taşları her bireyin üzerinde çalışarak gerçekleştirebileceği değerlerdir. Sofranızda nasıl ki tuzu eksik etmiyorsanız evliliğinizde de saygıyı eksik etmemeniz dileği ile…
Kaynakça
Waite, L. J. & Gallagher, M. (2000). The case for marriage: Why married people are happier, healthier, and better off financially. New York, NY: Doubleday.
Whisman, M. A. & Baucom, D. H. (2012). Intimate relationships and psychopathology. Clinical Child and Family Psychology Review, 15(1), 4-13. doi: 10.1007/s10567-011-0107-2
