USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

TÜRKİYE’DE ÇOCUK İSTİSMARI GERÇEĞİ

30-06-2021

Çocuk istismarı çocuğun bir yetişkin tarafından psikolojik ve fiziksel anlamda kötü muameleye maruz kalmasıdır.

Çocuğun ihmal edilmesi de genellikle çocuk istismarı olarak ele alınır. Örneğin; çocuğun aç bırakılması ve ihtiyaçlarının karşılanmaması çocuğun ihmal edilmesidir.

Dünya Sağlık Örgütü çocuk istismarını tanımlarken şu ifadeleri kullanmıştır “Çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen, bir yetişkin, toplum ya da devlet tarafından bilerek ya da bilmeyerek uygulanan tüm davranışlar çocuğa kötü muameledir” Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 41. maddesine göre “Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır” Buna ek olarak, Türk Ceza Kanunu’nun 77. maddesine göre, çocukların cinsel istismarı, “İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar” kapsamında ele alınmaktadır.

Türkiye’de cinsel istismara maruz kalan çocukların çoğu 10 yaşın altındadır.

İstismarcıların tamamına yakını erkek olmakla beraber genellikle çocuğun tanıdığı kişilerdir. Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı istatistiklere göre, 2012 yılında çocuk cinsel istismarı suçu sayısı 17 bin 589 iken, 2019 yılında 22 bin 689’a çıkmıştır.

Çocuğa yönelik cinsel istismarda 2012 ve 2019 yılları arasında yüzde 29 oranında bir artış meydana gelmiştir. Tüm istatistiksel verilere rağmen kapalı kapılar ardında her geçen dakika başka bir çocuğun istismar edilmesi çok acı.

Hukuki anlamda çocuğa uygulanan cinsel istismar insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak değerlendirilmekte.

Bir çocuğa yapılan cinsel istismar tüm insanlığa yapılır. Hatta bunla da yetinmeyip tüm evrene ve varoluşa karşı işlenmiş en büyük katliamdır.

Anayasal anlamda çerçeve çok net olmakla birlikte maalesef uygulamada çok büyük problemler yaşıyoruz.

Çocuğa yönelik cinsel istismar sadece hukuki anlamda ele alınmamalıdır.

Ancak suçlular gerektiği şekilde cezalandırılmadıkları takdirde bu durumun önünün kesilmesi mümkün değildir.

Çocuk istismarının psikolojik ve sosyolojik boyutları da oldukça titiz bir şekilde ele alınmalıdır. İstismarı pedofili olan bir bireyin gerçekleştirdiği suç olarak değerlendirmek yüzeysel bir yaklaşım olur.

Çünkü çocuk istismarı kökenini kültür, hukuk, değerler, toplumsal cinsiyet gibi pek çok unsurun birleşiminden alır.

Buralarda oluşan derin yaralar ve boşluklar ileride bir çocuğun hayatını karartmaya yeter. Parlayan gözleriyle dünyaya gelmiş bir çocuğun gözlerindeki ışığı söndürmeye kimsenin hakkı yoktur. Cinsel istismar, bir çocuğun başına gelmiş en korkunç felakettir. Açılan derin yaranın kabuk bağlaması için bir ömür yetmez.

Çocuk yetişkinliğinde de bu travmanın yükünü taşır. Özellikle güvendiği ve yakını olan kişi tarafından istismara uğramayan çocuğun hayata olan güveni sarsılır.

Kendisini değersiz, sevilmez ve çaresiz biri olarak görür.

Çocuk cinsel istismarını anlatırken kelimeler yetmiyor ve insanın boğazına kocaman bir yumru oturuyor.

Bu karanlık gerçek göz ardı edilecek bir şey değil! Konuyla ilgili acil olarak multidisipliner çalışmalar yürütülmeli.

Ancak o zaman küçücük bedenlerin taşıdığı kocaman yükler hafifleyebilir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?