İslam dinine göre çok büyük anlam yüklenen Ramazan ayı ının başındayız, Müslümanlar bu ay içinde, hem nefislerini, hem bedenlerini, hem de mallarının kirden, günahtan ve haramdan arındırmak için ibadet eder ve ahirete daha yakın dururlar…
Ramazan ayı içinde Oruç farz kılındığı gibi, bu ay boyunca ibadet ve tövbe ile geçirilmesi, yoksula ve yolda kalmış, kimsesiz yardıma ihtiyacı olanlara sadaka ve Zekat verilmesi emredilmiştir.
“Eyiman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günlerde farz kılındı ki, takvâya ulaşasınız. Ancak, sizden kim hasta ve yolcu olursa, diğer zamanlarda aynı gün sayısı kadar oruç tutmalıdır. Bunun dışında çeşitli nedenlerle orucu çok zorlukla tutabilecek olanlar, bir fakiri doyuracak kadar fidye vermelidirler. Her kim, yapmakla sorumlu olduğundan daha fazla iyilik yaparsa, kendisine iyilik yapmış olur; eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.”
İşte Orucun farz kılındığına dair ayet yukarıda zikredildiği gibidir. Bu ayette emredildiği gibi oruç Müslümanlar üzerine de farz kılınmıştır.
“ (O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur'an'ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır.”
Demek ki Ramazan ayında Oruç tutmanın dayanağı ise Kuran ın indirildiği ay olması nedeniyle seçilmiş ve bu ayın kıymetinin daha iyi anlaşılması amacıyla, bu ayda oruç farz kılınmıştır.
İşte Ramazan ayının değeri ve Oruç tutmanın önemi bu ayetler ışığında daha iyi anlaşılmış oluyor…
Dikkat edilmesi gereken bir konu ise, bazı Müslümanların bu ay içinde tutulan Oruç un anlam ve öneminden daha fazla bir anlam yükleyerek, kendi sağlığını ve hayatını tehlikeye atacak şekilde bu ibadeti yerine getirmeye çalışıyor olmaları…
Oysa Allah dünya yı hatırı için yarattığı İnsanoğlunun canına büyük önem vermiş ve onun zarar uğramaması için her türlü önlemi almıştır.
İnsanlar ise yaz zalimliklerinden veya akılsızlıklarından kendilerine ve karşısındaki insana zarar vermeye çalışıyor.
Oruç İnsanın yükleneceği bir ibadet olunca anlam ve önemi vardır. Sağlıklı ve güçlü bir vücutta ve sağlam organlara sahip olan birinin yılda bir ay vücudunu ve organlarını günün belli saatlerinde dinlendirmesi öngörülmüştür.
Oysa Allah İnsanın gücünün üzerinde kullarına bir yük yüklemez, onlara eziyet etmek istemez, onları sıkıntıya koymak istemez…
Bu yüzden Allah tüm ibadetlerde insanların yükleneceği yükü yüklemeye çalışmış ve bedenen, zihnen kısıtlı olanlar üzerinden birçok farizayı kaldırmıştır.
İslam da her ibadette muaflıklar ve istisnalar konulmuş, İnsanların kaldırabileceği yükü yüklemiştir.
Kimse gücünün üstünde, kendisine zarar gelecek şekilde Allah a ibadet edemez ve onun sevgisini memnuniyetini kazanamaz…
Hasta ve güçsüz olanlar, organları zarar görecek olan ve ilaç kullanmak zorunda olanların, Allah a şirin görünmek için ibadet etmesi tamamen yasaklanmıştır.
Çünkü Allah ın kimsenin ibadetine ihtiyacı yoktur, onun kendine zarar vererek veya başkalarına eziyet ederek, ibadet etmesi yasaktır…
Allah fiziksel gücü yerinde olana oruç ve namazı farz kıldığı gibi, maddi gücü yerinde olana Hac ve Zekatı farz kılmıştır…
Allah ın koyduğu sınırları zorlamak ve onun sınırlarını aşmak tamamen İslam dışı bir yaşam ve ibadet şeklidir…
Allah bizlere akıllı ve mantıklı, yapılan ibadetleri nasip etsin, bizlere ruh ve mal temizliği kadar akıl ve düşünce temizliği nasip etsin, bizleri önce İnsan, sonra Müslüman olarak yetiştirsin…
Hayırlı Ramazanlar ve kabul edilen ibadetler dileği ile…
