USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

KAYIP KUŞAKLAR VE GÖNÜLLÜ ASİMİLASYONUN SESSİZ DRAMI...

09-06-2025

Bir toplumun dili, sadece iletişim aracı değildir; hafızasıdır, ruhudur, kimliğidir.

Görselde kuşaklar arası dil ve kimlik değişimini açıklayan asimilasyon süreci, aslında sadece bir dil kaybını değil, bir halkın kendinden gönüllü olarak vazgeçişinin trajik tablosunu sunuyor bize.

BİLİMSEL OLARAK ASİMİLASYON SÜRECİ:

1. Kuşak: Sadece ana dilini bilir.

2. Kuşak: Hem ana dili hem de baskın dili bilir ama daha çok ana dilini konuşur.

3. Kuşak: Baskın dile geçiş yapar, artık o dili konuşur.

4. Kuşak: Ana dilini anlar ama konuşamaz hale gelir.

5. Kuşak: Ana dilini bilmez, sadece milliyetini tanır.

6. Kuşak: Asimilasyon tamamlanmıştır, sadece akrabalık bağı kaldığını bilir.

1. kuşak ana dilini biliyor, yaşıyor, taşıyor. 2. kuşak hâlâ bir ayağıyla kendi dünyasında, diğer ayağıyla yeni düzende. Sonra her kuşakta biraz daha silikleşen bir kimlik ve sonunda, 6. kuşakta sadece “akrabalık bağı” kalan, dili, kültürü, geçmişi yok olmuş bir aidiyet. Bu bir tesadüf değil; sistematik bir unutturma gönüllü bir silinme süreci.

Peki bu neden böyle oluyor?

Asimilasyon bazen dış baskıyla olur. Ama asıl tehlikeli olanı, toplumların bunu gönüllü kabul etmesidir. “Köydeki gibi konuşma”, “o dili konuşursan gerici sayılırsın”, “bizden bir şey olmaz” diyen iç sesler ya da çevreden gelen küçük aşağılamalar, zamanla bir halkın kendi kimliğinden utanmasına yol açıyor. Ve ne acıdır ki bazıları, kendi dilini konuştuğu için utanmayı bir “ilerleme” zannediyor.

Oysa bir dili terk etmek, bir geçmişi, bir hikâyeyi, bir müziği, bir duyguyu da terk etmektir.

Dilin sustuğu yerde sadece sessizlik kalmaz; geçmişle bağ da kopar. Kendi dilini konuşamayan bir çocuk, dedesinin gözyaşını anlayamaz.

Anlamayan kişi, devam ettiremez. Böylece tarih, evlerin duvarında asılı bir siyah beyaz fotoğrafa dönüşür: anlamı bilinmeyen, sesi duyulmayan, sadece var olduğu bilinen bir geçmiş

Bu yazıyı okuyan gençlere sesleniyorum:

İki dili konuşabilirsiniz.

Üç dili de.

Ama kendi dilinizi unutursanız, sadece bir dili değil, bir kimliği kaybedersiniz. Kaybolan sadece kelimeler değildir; kültürünüz, maneviyatınız, halk hikâyeleriniz, ağıtlarınız, dualarınız, künyenizdir.

Unutmayın: Asimilasyon, bazen bir zorbalıkla değil, bir özentiyle gelir.

Ve en derin kayıplar, bazen en sessiz olanlardır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?