Dikkat edecek olursak, resmi makamları işgal eden idareciler, halkı dinlemeyi ve onların dilinden anlamayı hiç gündemlerine almazlar…
Örneğin bir il valisi, gittiği her yerde, katıldığı her toplantıda ve gelen tüm misafirlere bir şeyler anlatmaya ve kendi bildiği gerçekleri kabul etmeye çalışır…
Ama karşısındakini dinlemek veya anlamak gibi bir zahmete katlanmaz, ona göre onun bilgisi, onun anlayışı ve onun düşüncesi en mükemmel ve en doğru olanıdır…
Bu yüzden devlet yetkilileri ile yerel halk arasında hiçbir zaman sağlam ve gerçekçi bir bağ oluşmaz, devlet yetkilileri ile halk arasındaki bağ kişisel çıkarlar ve beklentiler üzerine kurulan geçici ve temelsiz ilişkilerdir…
Bu tür ilişkilerde günü birlik ve günü kurtarma üzerine kurulur, o gün birkaç çıkar peşindeki kişinin, beklenti içinde olan yalakanın alkışlaması kendine öz güveni gelen devlet yetkilisi, o küçük çıkar çevresinin dışındaki toplulukları ne kadar kayıp ettiği bilincinde değildir.
Bu gün bir vali bir köye veya bir mahalleye gittiğinde, etrafını hemen, devletten çıkar beklentisi içinde olan insanlar çevrelerler, bunların fikirleri, düşünceleri ve inançları ne olursa olsun, o gün çıkarlarını garantiye almaları için, vali yi çok güzel karşılar, çok güzel dinler ve çok güzel bir şekilde uğurlarlar…
Beklenti içinde oldukları çıkar ve menfaati elde ettikten sonra, kendi bildiklerini ve kendi düşüncelerinin peşinde, ciddi olmayan bir yapmacık sadakati bitirirler…
Bu gün belediye ye ve başkanına bakacak olursak, onun çok başarılı, çok güçlü ve çok haklı olduğunu onun yüzüne ifade edenler arkasında ne dedikleri ve onun hakkında ne düşündüklerini çok iyi biliyoruz, hatta çok zeki olan Kayyum un kendisi de bunların farkında…
Daha düne kadar batman sokaklarında, kahve ve meyhanelerinde konuşan ve hiç ciddiye alınmayan, eskinin vasıfsız vali yardımcısı ne oldu da bu gün en akıllı ve en doğru düşüncelere sahip oldu?
Bunun altında geçici menfaat beklentisi içinde olan ve samimi olmayan halkın bir kesiminin yalakalığı yatmaktadır…
Çok değil yarın bu ilin valisi ve bu ilin Kayyum u görevden alınsa, aynı gün etraflarında onları doğrulayacak veya dinleyecek hiç kimse bulmayacaklar, hatta hiçbir düşünceleri ciddiye bile alınmayacak…
Bu tablo aynı şekilde uluslararası ilişkilerde de kendini göstermektedir. Daha birkaç gün önce Fransa Cumhurbaşkanı Macron un Cumhurbaşkanı hakkında dediklerini ve onu ne ile suçladığını çok iyi anımsıyoruz…
Ama bu gün Fransa ya gidip milyonlarca EURO luk uçak alan ve bir o kadar maliyetle ithal et bağlantısı yapan, diğer şirketleri ile yine yüksek meblağlarda iş bağlantısı ve ortaklığı yapan Cumhurbaşkanı Elize sarayında, tüm Fransızlara neredeyse, sülalelerini sayacaktı, ona gülüp geçiyor ve saygı ile dinliyorlardı.
İşte Dünya nın en güçlü ülkelerinin içinde oldukları rezalet tablosu, hani İnsan hakları ihlalleri, hani basın özgürlüğü ihlali, hani Diktatörlük iddiaları?
Hepsini üzerini EURO ile kaplayan Erdoğan, ağzına geleni dilinin döndüğünü onlara söyledi ve alay ederek onları tersledi…
Onlarda gelecek menfaat karşılığı her şeye evet diyerek onları alkışladılar… Tıpkı Batman meydan ve sokaklarında, kapalı alanlarında, bir kadro, bir ihale ve bir menfaat için Batman halkının Vali ile Kayyuma gösterdikleri tepkiler gibi…
Ne Fransa nın sessizliği size güven versin, ne de Batman sokaklarının yalaka takımının alkışları, gün gelince Dünya da ve Batman da gerçekler su yüzüne çıkacak, herkes aslına dönecektir
