USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

SENDİKA

10-06-2019

Tanımı; üyelerinin ekonomik, sosyal hak ve çıkarlarının korunması ve geliştirilmesi için işçiler ve memurlar  tarafından kurulan anayasal ve yasal kuruluşlardır. İşçi ve memur sendikaları, üyelerin çalışma ve ücret koşullarını iyileştirmek için, onlara çeşitli ekonomik ve sosyal haklar sağlamak, işyerinde insanlık onuruna yakışır bir çalışma ortamı yaratmak, üyelerinin kendilerini ve üretim süreci ile ilgili bütün konulara dahil edebilmek için; üyeleri adına, toplu sözleşmeye oturur ve işçilerin ,memurların menfaatini gözeterek toplu iş sözleşmesini sonuca bağlamaktır.
Dünyada ,Sendikalar işçi sınıfı hareketinin bir parçası olarak, Sanayi Devrimi nden sonra ortaya çıktılar.
1650li yıllara doğru İngilterede Sanayi Devrimi ortaya çıktı. Sanayi Devrimi yeni teknolojik gelişmelerin de hazırlayıcısı oldu. Snayi devrimine paralel olarak çalışma ve yaşama koşullarının gittikçe ağırlaşması işçi hareketlerinin doğmasına neden oldu.
Zaman içinde yardım sandıkları grev ve direnişleri de örgütlemeye başladı. İşçi hareketi giderek güç kazandı. İşçi sınıfı yardımlaşma sandıkları şeklinde başlattığı deneyimini geliştirerek sendikal yapıları oluşturdu.
TÜRKİYE’DE SENDİKACILIK
Cumhuriyet sonrası işçi hareketi ve sendikacılığın gelişmesinde sanayileşme hareketlerinin büyük etkisi oldu.Çünkü ,imparatorluktan cumhuriyete geçiş sürecinde  güçlü bir sanayileşme ve kitlesel anlamda işçi bulunmuyordu.
Cumhuriyetin kuruluşundan sonra ,devlet tarafından yapılan, Şeker fabrikaları, Sümerbank, Kömür işletmeleri, Karabük Demir çelik, Türk Petrolleri, Kağıt fabrikaları devlet eli ile oluşturulan sanayi girişimleriydi.
İmalat sanayinde yeni yeni fabrikaların kurulmasıyla işçi sayısında büyük artışlar oldu. Ancak, sendikaların kuruluşu yasaktı.İşçi-işveren ilişkilerini düzenleyen bir yasa kaçınılmaz hale geldi ve 1936 yılında ilk İş Kanunu çıkarıldı.
1947 yılında ilk Sendikalar kanunu çıkartıldı ve ilk kez yasal zeminde sendikalar kuruldu ve faaliyet gösterme çabasına girdiler. Memurlarında sendika kurmaları uzunca bir süre yasaklanmıştı.
Şu anda memurlar  tarafından da kurulan çok sayıda sendika olduğu görülmektedir. 
Peki, günümüz sendikacılık faaliyetleri gerçek manada yerine getiriliyormu diye sormak isterim.Yukarda da tanımını verdiğimiz çerçevede,sendikalrın  üyelerinin haklarını savunduklarını yada savunabildiklerini düşünmüyorum.Şahsen, ben bir memur veya işçi olsaydım kesinlikle hiçbir sendikaya üye olmayacaktım.Geçmişten günümüze bazı sendika üst yöneticilerinin yıllarca koltuklarını koruduklarını çok yüksek maaşlar aldıklarını duymadık mı?
Bugün sendikacılık faaliyetleri ,adeta siyasi partilerin birer yan şubesi gibi çalıştıklarını iddia etmek yanlış mı olacaktır? Tüm siyasi partilerin paralelinde hareket eden sendikacılıktan ne beklenebilir ki?Bazı işçi veya memur sınıfında olan insanlara  haksızlık yapıldığında, kendi üyesi olmadığı için işçi veya memurun hakkını savunan kaç tane sendika sayılabilir?
Tüm sendikalar partiler ile özdeşleştikleri için ,kendilerine yakın buldukları siyasi partiler ,genel veya yerelde güç elde ettiklerinde ,güç sahipleri tarafından yapılan yanlışlıkları ne kadar dile getirebilmişlerdir acaba?Tüm bunların cevabı kocaman bir hiç olduğunu söyleyebilirim.
Özellikle  sendikacılık faaliyetinin kendi üyesine makam ve mevki ayarlamak için bir fonksiyonu icra etmekten başka hiçbir işlevinin olduğuna inanmıyorum.
Kendi üyesi olanları nasıl kayırırım yada iktidardaki siyasi partiye yakınlığını kullanarak  kurum içinde nasıl rahat hareket edebilirim yada kurum üst amirini nasıl pasifize edebilirim derdinden başka sndikalar ne yapabilmişlerdir?
Bir çok kurumun idaresine hangi sendikalara mensup kişilerin nasıl ve ne şekilde geldikleri tüm işçi ,memur dünyası gayet iyi bilmektedir.Bir çok kişinin sırf sıkıntı yaşamamak adına hiçbir siyasi görüş veya ideolojisine katılmadığı halde, bazı  sendikalara üye olma  zorunluluğunu his etmeleri ne kadar demokratik bir ruh halini ifade etmektedir?Örneğin, bazı belediye başkanlıkların el değiştirmesi ile sendikal değişimlerde nasıl hızlı bir değişimin olduğuna şahit olmaktayız.
Sendika yöneticileri hiçbir ayırım yapmadan tüm çalışanların hakkını savunabilmeli, sendikacılığı sırf mevki ,makam ayarlama yeri olmaktan çıkarılmasını sağlamalıdırlar.Ancak böyle saygınlık kazanırlar…Yoksa her devirin  iktidarının yanında yer almak sendikacılık değildir.SENDİKACILIK ,YANLIŞA YANLIŞ ,DOĞRUYA DOĞRU DİYEBİLMEKTİR…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?