Batman belediyesi kısa süre önce güvenlik amacıyla, etrafına çevirdiği bariyerler yerine kale duvarı kadar yüksek ve sağlam olan Sur duvarı ile çevresini sarmıştı…
İlk günlerde bu uygulamaya espıriyel bir yaklaşımla “Sur Belediyesi” adını vermiştik. Sur belediyesi uzun süre rahatsız eden duruşu ile yerinde kaldı.
Anlaşılan kalıcı olacağa benzeyen bu uygulamadan Kayyum ve ekibi de rahatsız olmuş olacak ki, göze hoş gelsin diye kuru beton duvarlarda çiçek açtırmaya başladılar…
Çeşitli yaprak ve çiçek panolarla hoş bir görüntü sağlamaya çalışan belediye bu ayıbı biraz olsun yumuşatma adına duvarları çiçeklerle donattılar…
Tıpkı caddelerde çirkin görünüm oluşturan trafo kök binalarının manzaralarla süslenmesi gibi, içinde hoş olmayan görüntülerin sergilendiği ev ve işyerleri gibi…
Bunu düşünenlere ve uygulayanlara içimden teşekkür etmek geliyor, bu yaratıcı fikir ve düşüncelere saygılı olmak lazım…
Ama inanın her zaman güvenli olan ilimizde, bu günlerde en güvenli olduğu bir ortama sahip olduğu bir gerçek…
Sabah saatlerine kadar sokak ve caddelerde dolaşan devlet güvenlik birimleri ve idarecilerine bu güne kadar hiçbir saldırı ve uygunsuz davranış sergilendiğine şahit olmadık, olacağımızı sanmıyorum…
Güvenliği duvarlarla değil, düşünce ve inançlar, bilgi ve hukuk devleti olmakla sağlayacağımızı unutmayalım.
Ne kadar hukuk o kadar adalet…
Hukuk adaleti sağlayan kural ve yasaların tamamıdır. Biz hukuk u oluşturan yasalarımız insan ihtiyacına göre oluştursak…
Hukuk adamlarımızı bu şekilde yetiştirip onların hukuk donanımını sağlasak, adalet yönünden mükemmel ve haklar yönünden en idial toplum oluruz…
Bu günlerde, hukukun ayaklar altına alındığı ve hukuksuz iş ve işlemlerin yapıldığı zor günlerden geçiyoruz…
Bazı kesimler hukuku katlederek, hak ve adaleti ortadan kaldırarak, sisteme hakim olmaya çalışırlarken, toplumdaki adalet beklentisini ortadan kaldırmaktadırlar…
Çok kısa zamanda ve alelacele yetiştirilen hakim ve savcılar, yoğun iş yükü altında ezilen adalet dağıtıcısı yargı adamları, maalesef sağlıklı karar verme ve adil davranma konusunda, bekleneni sergileyememektedirler…
En bariz örneği ise, çeşitli operasyonlarla gözaltına alınan ve tutuklanan birçok zanlının kısa süre sonra hiçbir şey olmamış gibi özgür bırakılmaları…
Aylar ve hatta yıllarca esaret altında kalan ve birçok ağır ithamlarla suçlanan bu kişilerin, mağduriyeti ve ailelerinin ıstırabı, nasıl telafi edilecek ve adalet nasıl sağlanacak?
Bu sorulara birilerinin cevap vermesi ve muhatap olması gerekir. Devlet kendini savunma ve koruma refleksi ile her şeyi mubah görmektedir.
Bu sorulara şimdilik kulağını kapamaktadır. İntikam duygusu ile hareket eden devlet kendi yargı sistemini de bu psikoloji ile yetiştirmekte ve yönlendirmektedir.
Bu uygulamalar sonucu mağdur olan birçok kişi maalesef kendi sahipsizliği içinde ve çaresizliği ile baş başa kalmaktadır.
Hukuk sistemimizi İnsan odaklı olarak yeniden yapılandırırken, hukuk adamlarımızı özgür ve hür yetiştirmeye başlayalım ki, toplum özgürleşsin ve mutlu olsun…
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
