USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Tutumlu olmak ve yerli malı kullanmak…

13-12-2016

Son günlerde devlet yetkilileri, kamuoyu ve toplum tamamen siyasi olaylar ve dış olaylara odaklandığı için, temel konumuz ve en büyük sorunumuz olan ekonomik krizleri görmezlikten geliyorlar…
Ülkelerin ve toplumların gelişip kalkınması ve dışa bağımlılıktan kurtularak, ayakları üzerinde durması için, tutumluluk ve yerli ürünlerin kullanımının özendirilmesi gerekir…
Bu günlerde ortaya çıkan tüm ekonomik, askeri ve siyasal krizlerin temelinde dışa bağımlılık ve ekonomik bağımlılık yatmaktadır…
Yaklaşık yüz yıllık cumhuriyet tarihinde maalesef bu iki konuya önem vermediğimiz için, gelişmiş dünya ülkelerini onların ürettiği teknolojiyi tüketme amacıyla dışa açıldık… 
Dış ticaretimizi yalnız yabancı ürünleri tüketmek hevesi ile geliştirdik. İkame malların ithalatı ile onların parçalarını birleştirerek, ihracat yapmaya çalıştık…
Ama gün geçtikçe bizler fazla ve aşırı tüketimle, devlet ise dış sanayi teknolojileri kullanarak, hep dış borç yükü altında ve onların himayesinde kaldık…
Millet gerçek, yani reel ekonomi ile uğraşırken, biz maalesef para ve maliye politikaları ile başkasının ürettiğini tüketerek, israf yolunu tercih ettik…
İşte M. Kemal Atatürk ün bu konuda kurtuluş savaşından sonra gerçekleştirdiği hamle ve arkası getirilemeyen çalışmaları… 
“İnsanların parasını, malını eşyalarını, zamanını ve sağlığını gerektirdiği gibi korumak ve kullanmasına tutumlu olmak denir. Tutumluluk hiçbir zaman cimrilik demek değildir. 
Tutumlu insan eşyasını, malını düzenli ve temiz kullanır. Zamanını boşuna harcamaz. Kendisine ve çevresine yararlı işlerle geçirir gününü. Böylece kötü alışkanlıklardan da kurtulur. Mutlu ve güvenli olur. 
Yalnızca kendimize ait olanı değil, elektriği, suyu, yiyecekleri, okulda kullanılan eşyaları, bize ait olmayan eşyaları kendimizinmiş gibi özenle korumalıyız. Topluma ve arkadaşlarımıza ait olan eşyalara zarar vermemeliyiz. 
Tutum ve yatırım, ülkeler için de önemli bir konudur. Çünkü devletler de gelirleriyle giderlerini dengelemek zorundadır. Bir devlet eğer gelir ve giderlerini iyi ayarlarsa; gelir kaynaklarını iyi yatırımlarda kullanırsa kalkınır, zenginleşir ve hiçbir devlete bağımlı kalmaz. 
Yurdumuz cumhuriyet döneminde yeni savaştan çıkmış bir ülke idi. Yurdumuzun her köşesi çok büyük zararlar görmüştü. Ellerinde bir şeyleri kalmayan halk yoksulluk içerisinde kıvranıyordu. Atatürk bu duruma çok üzülüyor ve bu durumdaki halka bir şeyler vermek istiyordu. 
Atatürk 1923 yılında İzmir İktisat Kongresini topladı. Bu kongrede yurdun bağımsızlığının korunması, yerli mallar üretilmesi ve kullanılması kararlaştırıldı. Dönemin başbakanı İsmet İnönü 12 Aralık 1929 tarihinde T.B.M.M.'de bir konuşma yaptı. Konuşmasında ulusal ekonomi, yerli malı ve tutumlu olma konularını anlattı. 
12 Aralığı kapsayan hafta "Tutum Yatırım ve Türk Malları Haftası" olarak kutlanmaktadır. Cumhuriyet döneminde temelleri atılan kendi kendine yeter bir toplum olmadaki ilk adım bugün de devam etmektedir.”
Maalesef o ilk yıllardaki ilk adım bu gün hiç ikinci bir adıma dönüşmediği ve dışa bağımlı, montaj sanayi ile her yıl veya birkaç yılda bir maalesef ekonomik krizler içinde bocalayarak gidiyoruz.
Bu gün doların başını alıp gitmesi, işsizliğin artması, sanayi ve yatırımın durmasının temelinde işte bu adımların ileri götürülmemesi yatmaktadır.  

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?