Pazartesi günü dünya kadın hakları günü olarak kutlanmaktaydı, bizlerde dövizin yükselmesi ve ekonomik kriz nedeniyle bu günü biraz teyet geçmiş olduk… Ama günümüz toplumunda Kadın ve Kadının hakları gerçekten çok konuşulması ve tartışılması gereken bir konu. Kadın hakları, kadına mı bırakılmalı, yoksa bu hak toplum tarafından mı verilmeli, yani onun takdirine bırakılmamalı mı? Çünkü Kadın doğası gereği, yaratılış itibari ile duygusal olması, onun kısa sürede hakkını elinden kaçırmasına ve yanlış kullanmasına neden olabilir! Şimdi bu konu nereden çıktı diyebilirsiniz, Kadının aklı ile alay etmek istemiyorum, çünkü onun tüm ayrıntıları düşündüğüne inanıyorum… Onun imalı konuşması, onun ayrıntıları ve detayları büyütmesi, onun duygu seli içinde kaybolması ve çok çabuk etkilenmesi, onu kısa sürede iyi niyetinin istismar edilmesine neden olmaktadır. Kadın hakları ile ilgili bir araştırma yaptığımda çok ilginç bir eyleme rastladım ve bunu sizlerle paylaşmak istedim. “Kadın Hakları İçin Memelerini ve Cinsel Organını Elleten Bir Acayip Performans Sanatçısı İsviçreli performans sanatçısı Milo Moiré, "Aynalı Kutu" adını verdiği gösteriyi aralarında Dusseldorf ve Amsterdam'ın da olduğu Avrupa şehirlerinde daha önce sergiledi. Gösterisi için Londra'nın ünlü Trafalgar Meydanı'nı seçen kadın sanatçı burada polis tarafından tutuklandı. 18 yaş üzeri insanların, 30 saniye boyunca memelerine ve cinsel organına dokunmasına izin verdi. Gösterisini Köln'de yılbaşı kutlamaları sırasında yaklaşık 1000 kadar kadının mültecilerin tacizine uğraması sonrası tasarladığını ve hayata geçirdiğini ifade eden Moire, kadınların vücuduna karşılıklı rıza dahilinde dokunulabileceğini anlatmaya çalıştığını dile getirdi. Fakat Londra'da insanların muhafazakar ve kuralcı olduğunu ifade eden Moire, sergilediği performansın şeklini insanların anlamadığını iddia etti.” Bu örnekte olduğu gibi; Kadın kendini ifade etmek için meydanda aynalı bir kutu içine girerek, açtığı pencerelerden, cinsel organına ve memelerine elleterek nasıl bir eylem biçimi sergilediği, bu eyleminin hangi mantık ve akla hizmet ettiğini ben anlamış değilim… Bazı kadınlar sanatçı olabilir eğitimli olabilir, hatta uzman olabilir ama, çoğu zaman aklına gelen ve uygulamaya çalıştığı fiiliyatlarının, topluma ve toplumsal değerlere ters düşebilir… İşte bu yüzden, Kadın haklarının belli ölçülerde yani toplumsal dfeğerlerle sınırlanması gerekir mi? Gerekmez mi? Bunun sorularını ve cevaplarını özgürce düşünmek lazım, bu eylem biçimi tamamen sapık ve çılgınca bir eylem olarak, bir çok kişi tarafından, hatta bir çok kadın tarafından, benimsenmeyebilir… Ama bir Kadının aklına gelen Kadın hakları adı altında hemen uygulanmaya konulursa, biraz da Kadın onuru ve vücudunun ayaklar altına alındığı düşünülemez mi? Bir Kadın haklarını savunmak için, ben Fuhuş yapıyorum veya ben cinsel organlarımı haraç mezat ortaya koyuyorum hakkına sahip olabilir mi? Onun bu özgür eylem biçimi bir hak olarak kendisine bağışlanabilir mi? Bunları tartışmak ve Kadın haklarını toplumsal kurallar çerçevesinde, ne şekilde verileceğini belirlemek için, Erkek hakim toplumun, Kadına saygılı ve sevgi çerçevesinde, kendisinin dışında sağlanması mı gerekir… Erkek hakim toplumda Kadınların görmezlikten gelinmesi, onların bir eşya gibi değerlendirilmesinin sonucu, Kadının da çıldırmasına ve istenmeyen davranışlar sergilemesine neden olduğunu da düşünebiliriz… Bu yüzden toplumsal mutabakat, iki taraflı akılcı yaklaşımlar ve sağlıklı atılan adımlarla, Kadın ın statüsü ve haklarının toplumsal çıkarlar doğrultusunda, gelenekler ve inançların doğru saptanması ile yeniden ele alınması gerekir… Bu hak ne Erkelere, ne de Kadınlara bırakılacak kadar, tek taraflı yönetim şekli ile alınacak bir hak değildir, Kadını fazla çıldırtmadan, çılgınlıklara itmeden, hakkını en mantıklı bir şekilde tanınması gerekir…