ÇEVREMİZ, ÇEVRELENMİŞ SORUNLAR!

M. Şah Ayaz

4 yıl önce

Biz toplum olarak, her alanda sorunlarla çevrelenmiş durumdayız, bu sorunlara sadece basit bir çevre sorunu olarak bakacak olursak, sorunun bir kısmını görmüş oluruz…

Sorunlarımız bir bütündür ve kaynağı birdir, bizler uzun süreden beri öğrenim sorunlarını tartışırken, eğitim, sorunlarını, toplumsal eğitimi tamamen unutmuş durumdayız…

Bu yüzden sorunlara eğitim çerçevesinden bakamıyoruz, eğitim sorunları ile başlayan, sorunlarımız, güven, ahlak, inanç, insanlık ve son olarak çevre sorunları olarak sıralayabiliriz…

Çevre aslında tüm sorunların bileşkesi olarak üzerinde durulması gereken bir sorun olmasına rağmen, ana sorun ve baş sorun değildir.

Ailesinden, çevresinden, okulundan yeterli eğitimi alamayan toplum, her yönü ile eksik ve sakat bir toplum olur, örneğin bir çevre sorunu olarak görülen, yere balgam atmak sorunu, hem çevreyi, hem sağlığı, hem insanlığı, ilgilendirir…

Ama bu basit sorunun temelinde bile eğitim sorunun ve eksikliği yatmaktadır, evinde, okulunda ve çevresinde bu eğitimi alamayan insanımız, bu çevre sorununa duyarlı olamıyor…

Hatta bu büyük çevre sorununu ciddiye bile alamıyor, onun için başkasının rahatı, sağlığı, başkasının çevresinin kirlenmesi çok önemli görülmüyor…

Yani kısacası algılama ve önemseme değerlerinden yoksun kişilikler olarak her şeyde benmerkezci ve benim rahatım, benim sağlığım gelmektedir.

Toplumsal duyarlılık çevre duyarlılığın getirir, öncelikle yaşadığımız toplumda İnsan olmayı öğrenmemiz ve insanların, kendilerine olduğu gibi, diğer insanlara ve doğanın tamamına karşı sorumluluklarını bilmesi gerekir.

Bizler toplum olarak, öncelikle dış dünya ya karşı ciddi bir eğitimden geçmemiz şarttır, çevrecilerin yaptığı gibi sonra dan ve suni laflarla bu iş yürümez…

Sokaktaki bir kediye ve Köpeğe acımasızca saldıran bir çocuğun bilinçaltında nasıl bir, Narsizim ruhu yattığını, bilimsel olarak ortaya çıkarmalıyız…

Doğayı ve yeşili yok etmeye meyilli bir insanın içindeki sahiplenme ve ekonomik doyumsuzluk ile aç gözlülüğün oluşturduğu travmayı bilmek lazım.

Bu tür insanların yetiştiği ortam, aile ve eğitim kurumlarında olmayan eğitimin yerleştirilmesi gerekir, aile içinde bireylerin temel insanlık eğitimi almaları gerekir.

Bu tür çevre ve insani eğitim alamamış insanların çevre kadar insanlığa da zararları vardır, aile içi şiddet, kadına karşı şiddet, toplumsal şiddete dönüşmektedir.

Çevreyi yalın bir çevre hareketi olarak değil, genel bir insanlık hareketi ve ilahi bir mesaj olarak algılamamız için yeniden eğitim almamız ve yeni bir toplumsal bilinç kazanmamız gerekir.

Termik santrallar ve HES’ler ile maden aramaları ve siyanürlü altın aramalarına izin veren zihniyet hastalıklı bir ruh ve sorunlu bir inanç ile sakat bir imanın eseridir!

Bu gün toplumda hakim olan siyasi düşünce sözde ilahi din inancı ile Allah adına Allah’ın doğasına hükmetmeye çalışmaktadır, en büyük zararı ise maddi çıkarları ve siyasi endişeleri için bizzat kendileri vermektedir.

Ama bu gün bu düşünce ve inanç sahibi siyasi kitleyi eleştirmek, yargılamak ve suçlamak bile mümkün değil, o halde çevreci olmak için İnsan olmanın eğitimini almak şarttır!

YAZARIN DİĞER YAZILARI