Bu gün egemen güçlerin egemenliği altında kutlanıyor, ulusal egemenlik ve çocuk bayramı, halkın meclisi işlevsiz ve yetkisiz bırakılırken, 23 Nisanı kutlama anlamsızlaşmıyor mu?
Bakın dün kutlanan 23 Nisan bayramına geçmiş bayramlarla kıyaslayın ve sonucu ortaya çıkarın bakalım, böyle mi hedeflenmişti?
Virüs pandemisi bahane gösterilerek, bu bayramda çocukları çıldırtacak bir karar alınarak, onların dört duvar arasında, sıkıştırılmış bir bayram geçirmelerine zorlandılar!
Bu planlı ve kasti cezalandırmaların ilerde yazılıp çizilmesi halinde, bu neslin bu günkü egemen sınıfın yaptıklarını unutacaklarını mı sanıyorsunuz!
Bizleri ve bizim çocuklarımızı iki aydan beri okullarından ve oyun alanlarından uzaklaştıranlar onların hayat damarlarını kopararak, onları hırçınlaştırdıklarını bilmiyorlar mı?
Biliyorlar ve bilerek bunu yapıyorlar, çünkü bu nesli bağımlı kılmak onları çeşitli baskı ve korkularla sindirmek, onların sürü kültürü ile hareket etmelerini sağlamak!
Tüm bu olup bitenler arasında, toplum mühendisliği ile tamamen boş bir insan sürüsü oluşturarak, bu insanları daha rahat kontrol etmek!
Bakın bu virüse karşı medeni toplumlar ve kalkınmış devletler bu kadar sıkı bir kampanya oluşturma gereği duymadılar bile…
Ölümler olabilir, her yıl kış ve ilkbahar ayalarında, çeşitli gribal enfeksiyonlar sonucu hastanelerin dolup taştığını ve birçoğunun ölümle sonuçlandığını çok iyi biliyoruz…
Ama bu yıl bu virüsü fırsata çevirmek isteyen egemen güçler, birincisi ölüm korkusu ile duygusal bir ortam oluşturmak, ikincisi yardım politikaları ile dilenci bir toplum onursuz ve kişiliksiz bir hayat oluşturmayı planladılar…
Bakın her gün postanelerin önündeki kilometrelerce insan kuyruklarına ve marketlerdeki izdiham a o zaman anlarsınız, bu olayın nereye gittiğine…
Bizler bu üç kayıp ayı üç kayıp yıl olarak değerlendirmeli ve bu süre zarfında duran hayatın tüm unsurlarının, tabiri caiz ise işlevini yitiren ve üç ay koma da kalan bir insan vücudu gibi…
Bu süreçte beyin ve kalp birçok hasarlar almak ve organların bazıları işlevsiz kalmaktadır hatta vücut kısmi felç geçirerek, uzun süre normal dışı çalışmaktadır!
İşte insanoğlu belli süre hapsedildiği zaman beyinsel ve ruhsal bazı noktalarının zarar göreceği ve ömrü boyunca bu unsurlarından mahrum kalacağı bir gerçek…
Dikkat edin cezaevlerinde yatan kişilerin psikolojik durumuna ve onların edindikleri eğilimlere bu konuyu daha iyi anlarsınız…
Biz çocuklarımızı bir saat bile evde tutamazken, yüksek ceza ve ölüm korkusu ile üç ay dışarı çıkmalarına müsaade etmiyoruz, bunlar dışarı çıktıklarında psikolojileri nasıl olur!
Bunu uzmanlar hiç sorgulamıyor veya değinmiyorlar bilerek veya bilmeyerek, korkudan veya çıkarlarından olsa gerek bunu hiç vurgulamıyorlar…
Oh ne rahat bu üç ay kadar güzel devlet yönetilemezdi, bu projede başarılı olan siyasiler her olayda bu sokağa çıkma yasağını kullanarak, insanları üretimden ve faaliyetten alıkoyarak, rahat nefes alacaklar…
Birde muhalifleri sindirerek onlara karşı, yasaların ve kanunların gücünü kullanarak onları sahadan tamamen silmek, kendilerini tam bir kurtarıcı ve halk destekçisi olarak göstermek!
Aslında verilen yardımlar ve desteklerin tamamını devlet kestiği cezalar ve aldığı bağışlarla kısa sürede karşılamasını da çok iyi planlıyor!
Birde dünya da eksilere düşen petrol fiyatlarına rağmen henüz bizde 5 liranın altına düşmeyen akaryakıt fiyatlarına ne demeli?
İşte bu olsa gerek krizi çıkar, çıkardığın krizi fırsata çevir ve ortaya çıkarak, halk kahramanı ol!
Yaşasın 23 Nisan evlere doluyor İnsan, dilenci oluyor insan, işsiz kalıyor insan, meclis siz kalıyor insan!