Dört günlük Corona esaretinden sonra, bize bu gün özgürlüğü bağışlayan hükümetimize ve devletimize sarayın entrikalarını düzenleyenlere, şükran borçluyuz!
Allah’ın farz kıldığı oruç ibadeti bu kadar ağır, sıkıcı ve eziyet dolu değildi, biz bu tam kapalı cezaevlerini neden nasıl hak ettiğimizi bilmiyorum…
Bundan sonrası olacaklar, kopacak kıyametler bence saray ve eşrafına olacaktır! Bakın bu durumu hep beraber izleyelim, sarayın dalkavukları padişahı ne kadar uyutsa ve kandırsa da, sokakların sesi farklı çıkıyor!
Bazıları kılına dokundurtmayız, ona gelen zararı biz göğüsleriz gibi safsata lafları ne kadar söylerlerse söylesinler, sarayın çöküşünün işaretleri veriliyor!
Yıllar önce Orhan Pamuk un benim adım kırmızı adlı romanından okumuştum, Osmanlı nın sonunu getiren ve keyfi fetvalar çıkararak, insanları, özellikle sanat ve teknoloji alanında yapılacak yeniliklere karşı çıkan, Erzurum i İmamların gerici ve softa fetvalarının, sarayı nasıl batırdıklarını ve halkı nasıl saraya karşı doldurduklarını, çok güzel anlamıştım!
Bu gün yine saray ve yine saraya kapanan, Padişah! Onun danışman olarak etrafına aldıkları ve tamamı dalkavukluk yapan bir sürü yobaz ve gerici kafalar!
Anketlere, sokaktaki muhalif seslere, açlığa, yoksulluğa, işsizliğe ve bunalımdaki gençliğe gözünü kulağını kapatan Padişah, sadece dalkavukların görüş ve önerilerine kulak veriyor, dinliyor!
Bu Pandemi dönemini siyasi fırsatlara çevirdiğini iddia eden danışmanlar güruhu, Koca yı milletin kocası haline getirdiler! Yat deyince bu halk yatıyor, kalk deyince kalkıyor, neymiş Koca bilimsel çalışıyormuş, önce verilerin sistematiği gündeme geldi, daha sonra Kocamız bile itiraf etti, bilim kurulu değil, saray kurulunun fetvaları ile hareket ediyor!
Herkese çok sempatik geldiğini sanıyorlar, oysa halkın arasına girip halkı dinleyen ve onların görüşünü alan bir saray mensubu yok!
Birilerinin Kral çıplak demesi gerekir o cesur halk çocuğu nerede nasıl çıkacak bilemem ama bu deli yüreğe ihtiyacımız var!
Bayramda herkes ekonomik ve psikolojik sorunları ile uğraşırken, evlerinde hapis ve kabir azabı yaşarlarken, Padişah çıkıp tebaasına, seçime hazırlanın, herkese ve her kapıya gidin, seçim olacakmış gibi çalışın, emrini veriyor!
Buna kargalar bile güler, hangi akıl ve hangi kafa ile bu kararı hangi Erzurum i imamın önerisi ile aldı bilemem, ama saraydaki Kırmızı başlıklılar, özellikle sarayın ortakları! Bunu güzel ve tatlı göstermişlerdir, Padişahı ikna etmişlerdir.
Geçmişte aynı oyunu oynayan ve yazar kasa hadise si ile ekonomik kriz ve erken seçim ile DSP ve Ecevit in sonunu getiren, irade bu gün sarayda, entrikalarına devam etmektedir!
Çok uzak değil en kısa sürede şahı öne sürecek olan Kale, tıpkı satranç oyunu gibi, Şah ı mat ederek, kendi oyununun sonunu getirecek, ama olan Saray ve dalkavuklarına, kriz ve yoksulluk ise bu halka ve sarayın Tebaasına olacak!
Bu makalemden kısa sürede bir sonuç çıkaramayanlar benimle bunu tartışabilirler, bunu herkesle çok açık konuşabilirim…
Bu gün saraydan çıkan Ekonomik, sosyal ve siyasal kararların hiç birinde, halk gerçeği ve akıl mantık süzgeci kullanılmamaktadır!
Düşmanımızı dışarıda veya okyanus ötesinde değil, sarayda ve Padişahın mahiyetinde aramak lazım, işte o zaman virüse de sıkıntılara da, kurtuluşa da çare bulabiliriz…