Ramazan bayramını da geride bıraktık ve gerçek hayata, siyasetin sıcak ortamına, Haziran ayı nın sıcaklığı karışarak, alevlenmeye başladı… Ramazan ayı ve Oruç ibadeti, Ramazan bayramı ve sevinci, sıkıntılı bir ay ve mutlu huzurlu üç bayram gününden sonra, şimdi de gerçek hayata dönüş… Ramazanın sıkıntılı, öfkeli, kızgın ve bezgin ortamında, ne kadar istesek te, ne kadar arzulamasak ta, bu ay ve ibadete yakışmayan manzaralarla karşılaştık… Trafikte kavgalar ve arbede, aileler arasında cinayetler ve ölümlü vakalar, hasımlar arası intikam hırsı, açlığın verdiği sıkıntı ile burnundan soluyan, Müslümanlar ın acı tablosu… Her yıl olduğu gibi bu yıl ramazan ayı içinde bir çok cinayet ve kanlı bıçaklı kavgalara şahit olduk, bu oruç ibadeti insanların sinirlerini gevşetmesi gerekirken, neden onları geriyor? Bu sorunun cevabını bu güne kadar bulmuş değilim, İslam dan mı, Müslümanlardan mı, yoksa Müslüman olmayan İnsanlardan mı? Çünkü dinimiz kardeşliği, hoş hoşgörüyü, İnsan sevgisini, insana olan saygıyı emretmekte ve aşılamaktadır, dinden ve inançtan nasibini alamayan, dini iyi tanımayan insanların sadece ibadete yönelmesi, İslami bilinç ve duygulara sahip olmamasının sonucu… Bundan böyle kendine hakim olamayan, sinirlerini kontrol edemeyen, öfkesini frenleyemeyen, kişilerin üzerindeki Oruç faraziyatının kaldırılması için fetva verilmesi gerekir. Tıpkı beden sağlığı yerinde olmayanların üzerinde farz olmadığı gibi, ruh ve sinir sağlığı yerinde olmayanlarında tutmaması ve bu ibadetten uzak kalması gerekir. Neyse bu seneyi de az çok zayiatla bitirdik ve ağız tadıyla sağ kalanların mutlu ve huzurlu olduğu bir bayramı yaşadık, herkesin geçmiş bayramını bir kez daha kutlarım. Şimdi ise zaman, vakit siyaset vakti, bu günden itibaren seçim lokalleri, yollar ve sokaklar yalnız siyasilere hizmet edecek, tabi son bir hafta olması, bizim açımızdan avantaj… Çünkü tamamen ses kirliliğine neden olan bu yeni propaganda yöntemleri ile her sokak ve cadde de ile yürüyen sesli araçlar, insanı sıçratacak ses ve gürültü ile… Bu günden sonra yapılacak anketler ve tahminler ile hangi partinin ne kadar oy alacağı, kimin meclise gidip gitmeyeceği… Bu anket ve tahminlere göre ise herkes yakın olduğu vekil adayına yakınlaşmak için içine gireceği çabalar ve seçim lokallerine yönelik sürpriz ziyaretler… İşte bizim seçmenlerimizin profili ve bizim seçmenlerimizin, içinde olduğu hesaplar tamamen yararına yönelik, kısa gün hesabı ile kısa gün karına yönelik bir eylem ve hareket… Şimdi gelelim tahminlere, bence bu seçim hiç sürpriz olmayacak ve bu seçimde hiçbir şey değişmeyecektir. Ama değişecek ve göreceğimiz tek gerçek, bu günleri arıyor olacağımız ve bu bolluğun bu kadar güzel sürmeyeceği, maddi sıkıntıların yanında, sosyal çalkantılara sahne olacağımız… Biz oy vermeyeceğiz aynı zamanda geleceğimizi, hayatımız ve yaşam tarzımızı bu siyasilerin eline vereceğiz, onlar ise bizi ve memleketi değil, siyasi kaygılar ile geleceklerini ve siyasi koltuklarını düşünerek, daha fazla özveri ve fedekarlılık isteyecekler.