Kim İstediğine Kavuştu ki?

M. Şah Ayaz

6 yıl önce

Bu günlerde sistem her alanda çökme emareleri veriyor, ayakta kalan kurum ve halka hizmet eden hiçbir yapılanmadan söz edemeyiz… Tıpkı AKP nin kuruluş yıllarında olduğu gibi, yine her alanda ve her kurumda başa dönmeye, eskisini arar hale gelmeye başladık… Bakın halimize ve görün karanlık geleceğimizi, 16 yıl önce ne yapıldıysa bu gün hepsi yerle bir oldu ve sil baştan, yeniden bir sistem arayışını düşünür hale geldik. Tıpkı Ordu da yapan ve doğayı tahrip ederken, her şeye rağmen yapılan oto yolların bir gece yağan yağmurun oluşturduğu, sellerle yerle bir olması gibi… Otoyollar ve sağlıkta yapılan yatırımlarla çığır açtığını iddia eden iktidar, bu günlerde, tüm eserlerin sele kurban gittiğini bizzat izlemektedir! Bu gün artık övündüğümüz bir dış ticaretimiz yok, rekor kıran bir ihracat rakamından söz edemiyoruz, şişirilen bir borsamız mevcut değil ve yatırımlar maalesef büyümeyi değil, küçülmeyi getiriyor…  Tıpkı ticaret, yatırım ve sanayide olduğu gibi, dışardan alınan borç para ile yapılan bu çalışmalar büyüme yerine küçülmeye neden olduğu ortada… Ama 16 yıl önce kanayan yaramız ve her geçen gün kan kaybeden en önemli sistemsizliğimiz, eğitim politikasızlığımız! İşte her şeyin temelinde ve tüm olumsuzlukların temelinde yer alan, eğitim sistemindeki bozukluklar ve bir türlü gerçekleştirilemeyen yenilikler…  Dün değiştirilen TEOG ve bu başıboşluk ile yapılan belirsiz ve ilkesiz bir eğitim sonucu yapılan ucube bir sınav ile istediği liseye yerleşemeyen yüzbinlerce çocuğumuz! Bu toplumsal çöküntü ve bu moralsizlik üzerine, gençlerimiz üzerine gelen yeni bir felaket olan Üniversitelere yerleşme sınavları, bunlara sınav demek için bin şahit lazım… Adeta gençleri yerleştirmeme üzerine yapılan bu sınavlar, bir nesli yok etmek ve onları sistemin dışına atarak, onları çağın cahilleri haline getirmek için yapılmıştır… Sistemi zengin ve varlıklının okuyup güçleneceği bir sistem haline getirdi bu gün ki iktidar, çünkü dikkat edecek olursanız, belli oranlarda belli sayıda yerleşecek olan gençlerin bile istediği bir devlet üniversitesine yerleşmesi imkansız olan bir sistem…    Bu günlerde anneler, babalar dershane, dershane- okul, okul geziyor ve tercihlerini sağlıklı yapmak için çalmadıkları kapı bırakmıyorlar… <bu bilinçli aileler için geçerli olurken bilinçsiz aileye sahip gençlerin ise işi şansa bırakarak neresi ve ne olursa olsun hesabıyla tercihlerini yapmak zorunda kalacaklar! Bu eğitim sisteminde çağımızın en önemli sermayesi olan beyinlerin yetişmesi mümkün mü? Tabi ki değil, ne olacak parası olanlar için çözüm yolu… Ve sahneye özel üniversiteler, özel liseler çıkıyor, bu günlerde her kanalda ve her ekranda, her dakika ve her saat başı farklı bir vakıf üniversitesinin reklamı… Parası olana ve istediği üniversiteye istediği bölüme yerleşemeyenlere, çok paralı ve çok pahalı rakamlarla imkanlar sunmaya devam ediyorlar… Birkaç kuruş geliri olan aileler, çocuklarının geleceği ve istikbali için elini taşın altına koyacak ve kemer sıkarak, birçok ihtiyaçlarını erteleyerek, üst başından kısarak, borç ve harç ederek bu üniversitelerden birinin tuzağına düşecekler… Bunun adına da yükseköğrenimde özelleşme ve sivil hayatı yüksek sömürme projesi olarak tanımlayabiliriz… Devlet okutamadığı gençlerini onun bunun kucağına atarak insaflarına terk ediyor, bu gençlerin bu tür bir eğitim sisteminden sonra bu ülkeye ve bu insanlara ne kadar faydalı olacaklarını varın siz tahmin edin.

YAZARIN DİĞER YAZILARI