Toplumsal Paranoyak, saplantılar…

M. Şah Ayaz

6 yıl önce

Toplum olarak güven ve itibar kaybına uğradığımız için, herkesin bir birini aldatmaya yönelik bir yaşam tarzını kabullenmesi nedeniyle, herkese her hareket mubah geliyor… Herkesin kendi yaptığı ve kendi doğruları kendisi için etik kural ve doğru olan olduğu için, kimsenin kimseye saygısı da kalmadı. Eskiden ahlak kuralları varken bu gün etik kurallar adını verdiğimiz ne olduğu belli olmayan kurallarla toplumsal değişimi yaşıyoruz… Eskiden kadın erkek ilişkilerinde, ticaret ve iş ilişkilerinde, siyaset ve yönetim ilişkilerinde, eğitim ve akademi seviyesinde… Her şey ve herkes, her kurum ve her cins insanlar maalesef büyük bir güven bunalımı içinde kim kime geçirirse, kim kiminle vakit geçirirse… Eskiden ticarette, alışverişte, sözler ve vaatler vardı, ne çek ne de senet denilen ve ne de para denilen üç kağıtçılıklar vardı. Şimdi ise her iş ve ticarette, her alışverişte, öncelik en yüksek kar ve en yüksek çıkar için her türlü hile ve oyuna baş vurmak vardır. Bakın bu günlerde Akademi çevrelerine, kendini doğru dürüst ifade edemeyen, hiçbir bilimsel derinliği olmayan, hiçbir artısı olmayan kişiler en üst seviye de kadro ve idari yerlere gelebiliyorlar… Akademi dünyası için, makaleler, araştırmalar, patentler ve projeler tamamen tarihe karışmış, en büyük başarı kimin daha önce saraya kapak atması, nasıl ve ne şekilde olursa olsun siyasi iktidar… Eğitim alanında, çağımız öğretmenleri, dünün ise hocaları, bu gün hiçbir eğitim ve öğretim ciddiyeti olmayan, itibar ve güvenden yoksun eğitimciler… Birde özellikle toplumun tamamen dejenere olmasının asıl temelinde yatan, aileler ve onların sözde etik davranışları…  Birde Kadın Erkek ilişkilerinde her gün değişen güven ortamı içinde, şüphecilik ve şüpheciliği doğuran güvensiz ortam, bu ortamı etik hale getiren modern düşünce ve ilişkiler… Kadın sevdiği erkeğin kucağında iken, eli, kolu ver bacakları ile başka erkeğe gel, gel ediyorsa, erkek  kendini paraladığı kadından ayrılır ayrılmaz, başkaları ile fingirdiyorsa… Bu olaylara her gün ve günün her saati şahit oluyorsak, artık bu aldatma halinden çıkarak tam bir yaşam tarzı halin e gelmiş ise… Eskiden bir birine sadık, bir birine saygılı ve üzerine hiçbir şüphe ve hiçbir leke gelmemesi için her türlü hassasiyeti gösteren kadınlar, özellikle kadınlar! Çünkü toplumun en temiz ve en lekesiz varlıkları kadınlar üzerindeki en küçük şüpheyi ve lekeyi kaldıramayacak kadar narin ve temiz olurlardı… Ama bu gün her yere gidip, her kes ile görüşebilen ve hatta özellikle erkeğinin yapma, gitme, uğrama dediği yerlere giderek, her şeye rağmen tam tersini yapan ve erkeğinden tepki görünce! Ne o kıskandın mı?, Niye bana güvenmiyorsun?, Neden beni özgür bırakmıyorsun, beni fazla boğuyorsun… Gibi çağımız Etik kurallarını devreye koyarak, erkeği veya kadını toplum dışına itmeye çalışmak… Oysa bunların tamamı toplumumuzun ahlak kurallarına uymayan ve bu hareketler yüzünden her gün Kadın cinayetleri ve aile içi şiddet biraz daha artmaktadır… Ya hep birlikte ahlaklı olacağız veya hep birlikte etik kurallar için de yok olup gideceğiz, bu Paranoya değil, kimse paranoyak ta değildir… İsterseniz size Paranoyak nedir açıklayarak yazıma son vereyim. “Paranoya, abartılı gurur, kuşku, güvensizlik, bencillikle belli olan bir ruh hastalığıdır. Hezeyanlarla özelleşen bir hastalıktır. Kişi kendinde ve çevresinde olayları mantıklı bir şekilde mantık süzgecinden geçirerek doğru sonuçlara ulaşır. Kişinin bu yeteneği bozulduğunda ortaya çıkan duruma paranoya denir. Paranoya değişik açıdan sınıflandırılabilir. Örneğin; bazı paranoyalar olası fakat gerçek olmayan özelliklerdir.” Yani yasaklı ve istenmeyen yerlere gidilirse ve bu gizlenirse bu hadisenin duyulması halinde, bun tepki yalnızca, ahlaki değerlerden kaynaklanmaktadır. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI