?>

TEK TARAFLI ÇABALARLA BARIŞ OLUR MU?

RAMAZAN PİLATİN

3 ay önce

“Terörsüz Türkiye” hedefiyle başlatılan girişimlerin sonuç vermesi beklenirken, ortaya çıkan tablo pek de umut verici görünmüyor.

Çünkü tarihin defalarca gösterdiği bir gerçek var: tek taraflı çabalar kalıcı barış getirmez.

Bugüne kadar birçok ülkede benzeri süreçler yaşandı. Ancak bu süreçlerin başarısı, yalnızca devletin ya da bir tarafın tek başına attığı adımlarla değil; karşılıklı güven, şeffaflık ve toplumsal katılım ile mümkün olabildi.

Türkiye’deki girişimler ise çoğu zaman tek taraflı planlamalarla sınırlı kaldığı için, toplumsal mutabakatı sağlayamadı.

En çarpıcı örneklerden biri İrlanda’dır. İngiltere uzun yıllar İrlanda Cumhuriyet Ordusu’nu (IRA) doğrudan muhatap almadı, ancak Sinn Féin üzerinden yürütülen ciddi girişimler sayesinde barış süreci başlatıldı.

Peki İngiltere bundan zarar mı etti?

Hayır.

Tam tersine, yıllarca süren güvenlik endişeleri ortadan kalktı, yüksek maliyetli güvenlik harcamaları sıfırlandı ve en büyük kazanımı İngiliz halkı yaşadı.

Benzer bir deneyim Güney Afrika’da yaşandı. Nelson Mandela önderliğinde, siyah çoğunluk ile beyaz azınlığın temsilcileri masaya oturdu.

Apartheid rejiminin son bulması, yalnızca iktidarın tek taraflı kararlarıyla değil, karşılıklı tavizler ve eşit bir diyalog zemininde mümkün oldu.

Bu cesur adımlar, Güney Afrika’yı kanlı bir iç savaştan kurtardı.

 

Kolombiya örneği de dikkate değerdir. Yarım yüzyıldan fazla süren iç savaşın ardından hükümet ile FARC arasında yapılan barış görüşmeleri, tek taraflı değil; uluslararası gözlemcilerin denetiminde ve karşılıklı sorumluluk temelinde yürütüldü.

Her ne kadar süreç sancılı olsa da, ülkede şiddetin azalması ve toplumsal barışın güçlenmesi için bir yol açtı.

Bütün bu örnekler, bize aynı gerçeği hatırlatıyor: Barış, tek taraflı bir jest değil; karşılıklı inşa edilen bir köprüdür. Eğer köprünün bir ayağı eksik bırakılırsa, o köprü en ufak sarsıntıda çöker.

Türkiye’nin de bu tarihi deneyimlerden ders çıkarması gerekiyor. Kalıcı barış için atılacak adımların ortak akıl, karşılıklı sorumluluk ve eşitlikçi bir anlayışla şekillendirilmesi zorunludur. Aksi halde her yeni girişim, sonuçsuz kalan önceki çabaların gölgesinde kaybolmaya mahkûm olacaktır.

Not: Bu yazıda verilen örnekler, barış süreçlerine dair uluslararası deneyimlerden derlenmiştir. Tarihi süreçlerin aktarımında güvenilir kaynaklara başvurulmuş olup, analiz tamamen tarafsız ve teknik bir değerlendirme esas alınarak yapılmıştır.

“En kötü barış, en iyi savaştan iyidir. Çünkü silahlar toplumları huzura taşımaz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI