Sıradan hırsız paranızı, cüzdanınızı, bisikletinizi çalar. Politik hırsızlar bilginizi, eğitiminizi, sağlığınızı, gülümsemenizi çalar. İkisinin arasındaki fark; sıradan hırsız sizi seçer.
Siyasi hırsızı ise siz seçersiniz.
Voltaire
Yüz yıllarca önce yaşayan bilge insanlar ile feylesoflara hayranlığım her yorumlarında daha fazla artıyor. Bilgelik geleceği görüp okuyabilmek için donanım gerektirir.
Bilgelik cesaretin desteği ile söylediklerinin gizleme zorunluluğu hissetmezler.
Bu nedenle tarihe mal olmuşlardır. Hallacı Mansur, Galile, Pir Sultan Abdal gibi gerçeği hayatları pahasına söyleme cesaretleri onları ayrıcalıklı kılıyor.
Hırsızlar genelde zorunlu olarak bu yüz kızartıcı suçu işlerler.
Bazıları da rahat para kazanmak için hakları olmayanları vatandaşlardan istekleri dışında alarak yaşamlarını sürdürürler.
Toplumun böylesi insanları içlerinde barındırmaması mümkün değildir. Ancak bu tür suçu işleyenlerin sayısını asgariye düşürme mümkündür. Ülkelerinde işsizlik fazla ise ve işsiz olanların iş bulma konusunda başarılı olamamaları onları yanlış yola iter. Suçu işlerken derdest edilip hapse düştükten sonra hayatına çeki düzen vermesi imkânsızlaşır.
Şimdilerde hırsızlıkların şekli değişti. Dijital çağın olanakları kullanılarak büyük hırsızlıklar yapılabiliyor. Ülkenin ekonomisinin tutarsız olması böylesi fırsatçıların devreye girmesine neden olur. Saadet zincirleri oluşturup halkın gözünü boyatırlar. Aldıkları paraların karşılığında yüksek gelir vereceklerini idea ederek vatandaştan paralarını toplarlar. Birkaç ay kar payı adı altında ödeme yaptıktan sonra topladıkları paralar ile ortadan kaybolurlar. Enteresan olan dolandırma olayları ülkede asla son bulmaz.
Gelelim politik hırsızlara. Onlar çok farklı yöntemler uygularlar.
Seçimlerde vatandaşlara ülkeyi kalkındıracaklarını, işsizlik, milli gelirde artış, gelecek nesillere zemin hazırlamak, emekli ve çalışana günün şartlarında zamlar vererek enflasyona yenik düşürmeme sözünü verirler. Sonuçta başarı onların başarısızlıklar birçok ekten sebep gösterilerek sorumluluk kabullenilmez.
Durum vahim ise vatandaşların hayalleri, gülümsemeleri, geleceğe olan güvenleri azalır umutları tükenir.
Bugün bulunduğumuz ortamda kimsenin yüzü gülmüyor. Gençler ve dar gelirliler geleceklerini göremez haldeler. Yoksulluk her geçen gün artarak dayanılmaz hale geliyor.
Voltaireni belirttiği gibi basit hırsızlar sizi seçer. Politik hırsızları siz seçersiniz. Sözü doğru ve yerinde bir tespittir.
Gelişmiş ülkeler bu telkinlere gereken önemi göstererek başa getirilecek lider ve iktidarlarını itina ile seçerek ülkelerinin idaresiyle görevlendirirler. Vatandaşlara verdikleri vaatler ödün vermeden takip ederek görevlerini yaparlar. Başarısız iktidarlar işi yokuşa sürmeden istifa ederek başka bir iktidarın seçilmesinin önünü açarlar.
Doğru olan toplumun bütün kesimlerinin dürüstlüğü seçerek, ülkede böylesi olumsuzlukların yaşanmaması için üzerlerine düşen görevi eksiksiz olarak yerine getirmesi ile sorunlar son bulur.
Vatandaşlar olarak biz bunları hak etmiyor muyuz?