İlginçtir ki, yıllarca CHP için emek veren Gürsel Tekin, bugün İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum olarak atanmasına herhangi bir itirazda bulunmadan bu görevi kabul etti.
Geçmişte Tekin’in adı, Kapalı Çarşı’da yaptığı bir açıklamayla gündeme gelmişti. Esnafın Cuma namazında olmasını fırsat bilerek burada kameraların karşısına geçen CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, 1000 TL’lik gömlek giydiği iddialarına cevap verirken, “9 villa, 11 şirket, 7 benzin istasyonu olan bir adama gömleğin fiyatı sorulur mu?” ifadelerini kullanmıştı (Kaynak: Siyaset, 26.09.2018).
Bir politikacının bu ölçüde servete sahip olması, hangi ülkede normal karşılanır?
Bugün Donald Trump’ın serveti dahi sorgulanırken, bizde bu konunun gündeme gelmemesi düşündürücüdür. Çünkü politika esasen hizmet sevgisidir; okumuş, bilgili insanların ülkeye bilgi ve becerileriyle katkı sunma yarışıdır.
Oysa Türkiye’de bu durum kişisel veya ailevi çıkarların korunması olarak algılanıyor. Bu yüzden parti başkanları ya da milletvekilleri uzun yıllar oturdukları koltukları bırakmıyor. Bazı vekiller, seçildikten sonra yıllarca aynı görevde kalıp emekliliğe ulaşabiliyor.
Bence Türkiye’de politika artık sevgi ve hizmet için değil, bir meslek olarak yapılıyor. Milletvekilliği bir görevden çok bir “kariyer” gibi algılanıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, siyasette ilk yıllarında oldukça başarılı görünse de, başkanlık seçimlerindeki hatalı uygulamaları sebebiyle bugünkü sorunların zemini hazırlanmış oldu. Parti başkanlığını kaybettikten sonra ise yeniden CHP lideri olma isteği belirginleşti.
Nitekim 15 Eylül’de yapılacak olan mahkemede, partiye kayyum atanması veya şaibe iddialarının ele alınması bekleniyor. Kılıçdaroğlu da bu görevin kendisine verilmesi halinde kabul edeceğini ima eden açıklamalar yaptı.
2018 seçimlerinde CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olan fakat seçimi kaybettikten sonra “Erdoğan kazandı” diyerek sahneden çekilen Muharrem İnce ise, sonrasında Memleket Partisi’ni kurdu. Ancak beklediği ilgiyi görmeyince bu partiyi kapatıp yeniden CHP’ye dönme kararı aldı. CHP’nin İnce’yi partiye tekrar kabul etmesi, doğru mu yanlış mı bir hamleydi, bunu zaman gösterecek.
Bugün asıl sorulması gereken soru şudur: CHP, bugüne kadar gerçekten iktidara muhalefet mi yaptı, yoksa iktidarın önünü mü açtı? Bu soru, siyasette daima tartışılmaya devam edecektir.