İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum atanması, fırtına öncesi sessizliği gözler önüne seriyor. Benzerini daha önce MHP’de görmüştük; bir partiden dört parti çıkmıştı. CHP ise geleceği öngörememe sorunu yaşıyor.
Bunca yıldır partinin liderleri, görünürde aktif olsa da çoğu kez kendini gizledi. Kılıçdaroğlu, partinin liderliğinin elinden alınacağını düşünmedi. Ancak görevden indikten sonra planlar kurmaya başladı.
“İSTİFA ETTİM, PARTİ KURACAĞIM”
Kadıköy Belediye Başkanlığı talebi kabul edilmeyen Gürsel Tekin, CHP’den istifa etmişti. İlginç olan ise kayyum olarak atanmasının ardından üyelik aidatını ödemesi.
Tekin, 1000 TL’lik gömlek iddialarına “9 villa, 11 şirket, 7 benzin istasyonu olan bir adama gömleğin fiyatı sorulur mu?” diyerek yanıt verdi. Türkiye’de politika artık sevgi ve hizmet için değil, koltuk ve çıkar için yapılıyor.
SİYASİ GÖÇEBELERİN MECLİSİ
Eskiden milletvekillerinin partiden partiye geçmesi yasaktı. Bugün ise adeta ödüllendiriliyor. Siyasi pazarlıklar, vekil transferleri ve koltuk hesapları meclisi kirletiyor. Seçmenin iradesi pazarlık konusu haline geliyor.
Milletvekili, halkın iradesini temsil eden kutsal bir görevdir. Kişisel çıkar için parti değiştiren vekil, halkın güvenini sarsıyor.
SÖMÜRÜLEN SESSİZLİK
Bizde zenginliğin kaynağı ne maden ne enerji, asıl zenginlik milyonlarca dar gelirli halktır. Sömürülecek kesim sessiz kaldıkça, iktidar daha çok beslenir.
Adnan Menderes’in dediği gibi: “Değirmen suyla döner.” Akmayan barajdan elektrik üretilemeyeceği gibi, tükenmiş bir toplumdan sürekli vergi toplamak da mümkün değildir. Sessizlik bir gün bitecek; halk bozulmuş düzeni temizleyecektir.