İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum atanması, adeta fırtına öncesi sessizliği andırıyor.
Benzer bir süreci daha önce MHP’de görmüştük; o dönem bir partiden dört farklı parti doğmuştu. Bugün CHP de geleceği okuyamama sorunu ile karşı karşıya.
Yıllardır CHP’nin genel başkanları ve üst düzey yöneticileri, görünürde partinin içinde olduklarını göstermek için demeçler verirken, aslında kendilerini geri planda tutmayı tercih ettiler.
Ancak liderlik koltuğunda sürekli kalacaklarına olan inançları sarsıldığında, gerçek niyetleri ortaya çıkmaya başladı.
Kemal Kılıçdaroğlu, liderliğinin elinden alınabileceğini hiç düşünmedi. Ne zaman ki genel başkanlıktan ayrıldı, o andan itibaren planlar kurmaya başladı. Bugün, yıllardır partide bulunan ve milletvekilliği yapmış onlarca isim birden Kılıçdaroğlu’nun yanında saf tutmaya başladılar.
Mesel ülkenin sorunlarının bitirilmesine yönelik bir girişim olmadığı belli. Bir kaç dönem daha mecliste kalmak.
İktidarın planı da bu tabloyla birlikte daha belirginleşiyor. Çünkü anlayış şu: “İktidar daima bizde kalmalı; muhalefet ses çıkaramayacak hale gelmeli ki ülke sürekli bizim iktidarlarımızla yönetilsin.” Bu yaklaşım doğrultusunda atılan adımların, müdahalelerin, muhalefeti işlevsiz bırakmaya yönelik olduğu açıkça görülüyor.
Geçmişte Deniz Baykal’ın muhalefet içindeki tutumu bile iktidarın yapmadığı ölçüde sert olmuştu. Onun bakış açısında, “İktidar olamasam da muhalefet liderliğinden düşmemeliyim; çünkü bu konumdan istediğim uygulamayı, istediğim an gerçekleştirebilirim” düşüncesi vardı.
Bugün gelinen noktada ise İstanbul İl Başkanlığı seçimleri iptal edildi ve kayyum atandı. Kayyum olarak göreve getirilen isim, Gürsel Tekin oldu. Hatırlanacağı üzere Tekin, 2023 yerel seçimlerinde Kadıköy Belediye Başkanlığı için aday olmak istemiş, fakat CHP yönetimi bu talebi kabul etmemişti.