?>

KIBRIS SEÇİMİ, BABACAN'IN BAKANLIK TEKLİFİ VE EKONOMİK GERÇEKLER

RAMAZAN PİLATİN

4 hafta önce

Türkiye ve Kuzey Kıbrıs, son günlerde siyaset ve ekonomi ekseninde birbirine paralel iki önemli dönemeç yaşıyor. Kıbrıs’ta halk değişim mesajı verirken, Ankara’da adalet ve ekonomi ilişkisinin yeniden tartışıldığı bir süreç yaşanıyor.

Kıbrıs’taki sandık sonucu, Türkiye’deki ekonomik adaletsizlik tartışmalarıyla birlikte okunmalı. Her iki tablo da, halkın artık yeni bir denge, yeni bir yön ve yeni bir güven arayışında olduğunu gösteriyor.

Kıbrıs’ın kuzeyinde sandık sonuçları, siyasette yeni bir dönemin işaretini verdi. Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) lideri Tufan Erhürman, halktan aldığı destekle seçimleri kazandı.

Bağımsız aday Ersin Tatar’ın kaybı, Kıbrıs Türk halkının geleceğine farklı bir rota çizmek istediğinin açık göstergesi oldu. Seçmen, “değişim” mesajını güçlü biçimde verdi. Bu sonuç, Kıbrıs’ta yalnızca siyasi bir tercih değil; aynı zamanda yeni bir vizyon arayışının da sembolü.

Ankara’da ise siyaset kulisleri farklı bir hareketlilik içinde. Meclis açılışında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’a Maliye Bakanlığı teklif ettiği, Babacan’ın ise bu görevi Adalet Bakanlığı ile birlikte istemesi dikkat çekti. Babacan’ın bu talebi, ekonominin temeline dokunan bir mesaj içeriyor: “Adaletin olmadığı yerde ekonomi düzelmez.”

Gerçekten de bugün ülkenin ekonomik sıkıntılarının temelinde yalnızca mali dengesizlikler değil, adalet ve güven eksikliği yatıyor. Emekliler, asgari ücretliler, işçiler ve hatta medya mensupları — herkes aynı ekonomik dalganın etkisi altında. Eskiden “yandaş medya” olarak adlandırılan çevreler bile artık bu dalgadan kaçamıyor. Birçok basın kuruluşu, bütçe dengesizlikleri nedeniyle çalışanlarını işten çıkarıyor. Sosyal medya trolleri ve içerik üreticileri de aynı kaderi paylaşıyor.

YANDAŞLIĞIN BUMERANGI

Bugün ekonomik sıkıntıları görmezden gelen, gerçekleri gizleyen medya ve siyaset çevreleri, yarın aynı sıkıntıları bizzat yaşayacak. Çünkü hakikat bastırılsa da kaybolmaz; tıpkı fırlatılan bir bumerang gibi, geri döner. Toplumsal adalet sağlanmadan yapılan her reform, eninde sonunda geri teper.

TÜİK’in verileriyle yaratılan iyimser tablo, halkın hissettiği gerçeği değiştirmiyor. Ocak ayında yapılacak zam hesapları şimdiden gündemde; fakat bu zamların hayat pahalılığını dengelemesi neredeyse imkânsız.

Ekonomik gerçekler, medya susturularak, istatistikler süslenerek ya da isimler değiştirilerek gizlenemez. Adaletin terazisi eğildiğinde, ekonominin dengesi de kaçınılmaz biçimde bozulur. Bugün yaşananlar, bu gerçeğin en açık yansımasıdır.

Kıbrıs’ta değişim rüzgârı eserken, Türkiye’de de halkın beklentisi aynı: Adaletin olduğu, emeğin değer gördüğü, gerçeğin gizlenmediği bir ülke.

YAZARIN DİĞER YAZILARI