PARA GÜVENLİ BÖLGEYİ SEVER

RAMAZAN PİLATİN

7 ay önce

Paranın ve imanın kimde olduğu belli olmaz diye bir deyim vardır. İmanı bilmem ancak paranın kimde olduğu bu yüzyılda iyi biliniyor.

Bol harcayıp, sonrada borç almak için ülke, ülke gezenleri izlemek yeterlidir. İlginç olan sadece ülkeler parası bol olan iş adamları da bu guruba dâhil olurlar. Ya ülkedeki zenginler ne yapar? Ülke ekonomik sıkıntıda parası bol iş adamları sesiz. Hatta yardımı geçtik yatırım yapıp istihdama yönelik bir girişimi düşünmüyorlar.

Ülkedeki yatırımlarını satıp yurt dışına götürenlerin sayısı oldukça fazla. Yabancı ülkelerden yardım isterken ülkenin bulunduğu durumu görmemek ne manaya gelir?

Ülkeye yatırımın  güvenli olmadığını düşünen yerli ve milli olanlar kaybetme riskini göze almıyorsa; neden yabancı ülkeler bu riske girsinler. Parası olan zengin ülkeler ve insanlar herhangi bir ülkeye yatırım yapacaklarsa, o ülkenin bulunduğu ekonomik durumu ve ülkelerinde uygulanan hukuk ve yasaları kontrol ederler.

Bu onlara yatırım yapılacak ülkenin güvenli olup olmadığının ön araştırmasıdır.

Bu yöntem basit ve oldukça etkilidir.

Ben riskli ülkeye yatırım yaparsam paramı geri alabilecek miyim?

Bu yüzden yabancı yatırımcı istihdama yönelik yatırım riskini göze almaz.

Borsayı tercih ederler.

Ülkede ekonomi çıkmaza girdiği zaman ilk yapılan vatandaşların yastık altındaki paralarını veya altınlarını çıkararak ekonomiye katkı sunacak şekilde bozdurmaları istenir.

 Vatandaş yıllardır ekonomideki düzensiz gidişi izler bu sebeple kefen parası olarak biriktirdiği paralara asla dokunmaz. 2000’li yıllarda özeleştirme ile elde edilen gelirlerin yatırıma dönüştürülmesi halinde bu gün yaşananların gerçekleşmeyeceğini gerçekleşse bile bu kadar ağır yaşanmayacağını düz vatandaşlar bile anlıyor.

Satılan her kurumun üretime yönelik satışı zorunluluğu kabul edilmedi. Kurumları alan fabrika veya yapıların içerisindeki alet ve makinelerini sattıktan sonra arsalarını da satarak söz konusu ürünlerin bitmesine neden oldular. Söz konusu ürünlerin dışarıdan ithal edilmesine neden olundu. Buna en güzel örnek satılan SEKA kâğıt fabrikalarının satıldıktan sonra moderninize edilerek üretime açılmaması,  yeni fabrikaların yapılmamasıdır.

Bu gün ülkenin kâğıt ve selüloz ihtiyacını dahi ithal etmemiz örnek gösterilebilir. Tarım bakanın hayvancılığın ihtiyacı olan samanı ithal etmesi eleştirilince "paramız var ki ithal ediyoruz" demişti.

Yüksek enflasyon hayvancılık ve tarımı bitirme noktasına gelmiş vaziyettedir. Azalan hayvanlar ile et süt ürünlerinin pahalılaşmasını beraberinde getirmiştir. Artan akaryakıt ve gübre fiyatları İle çiftçi ürettiği ürüne verilen başfiyatın yetersizliğinden yakınıyor. Ürettiği her ürünü zarar ederek satması "ben neden ekim yaparak zarar edeyim.

Tarlamı ekmem hiç olmazsa zarar etmem" mantığını uyguluyor. Ürünlerin az üretilmesi ithal edilmesine neden oluyor.

İlaçtan her türlü üretime katkı sunulan ham maddeleri ithal ederek bu süreç ne kadar sürebilir? Bütçe açıkları artar ve ihracat ve ithalattaki dengesizlik ülkenin hazinesinde açık oluşturmasına neden olur.  Yıllardır enflasyonun düşürülmesinin düşük faiz ile gerçekleşebileceği tezi ile sorunlar çözülmeye çalışıldı. Suni olarak TÜİK in enflasyonu düşük göstermek için tüm ürünlerdeki fiyat artışını düşük tutması enflasyonun tek haneleri taşınması çabası kâğıt üzerinde gerçekleşti. Seçim döneminde bütçedeki tüm varlıklar tüketildi.

Bütçede açığı her geçen gün artarak devam etti. Seçim sonrası kurulan hükümetteki yeni ekonomi heyeti enflasyon ile farklı mücadele edeceğini deklere etti. Emekliye çalışana düşük zam vermekle kalınmadı. Bütçedeki açık vergilerde ve akaryakıt fiyatlarına zamlar ile kapatılmaya çalışıldı. 

Ekibin planı kemer sıkarak bu süreci bitirmek.

Her ne hikmetse kemeri dar gelirliye sıktıran iktidar kurumlar ve iktidarın harcamalarında kısıtlamaya gitmeyi düşünmemiştir.

İtibarın belirli kesimlere ait olduğu bahanesiyle tasarruftan muaf tutulması kişi ve kurumların itibarı toplumun ve ülkenin itibarının üstündeyse uygulanır.

Öncelikli olan toplumun ve ülkenin itibarıdır.

Ne dersiniz?

YAZARIN DİĞER YAZILARI