Son günlerde kamuoyunu tedirgin eden olaylar peş peşe yaşanıyor. Belgeselci ve gazeteci Hakan Tosun’un gizemli ölümü hâlâ aydınlatılabilmiş değil.
Öte yandan, Ünsal Ban’ın yurt dışı yasağı olmasına rağmen ülkeyi terk etmesi, “Yasa kime işliyor?” sorusunu gündeme taşıdı.
Can Holding soruşturmasında, bazı şüphelilerin statü değişiklikleri ve ev hapsiyle serbest bırakılmaları, adaletin eşit uygulanıp uygulanıp uygulanmadığı konusunda ciddi kuşkular uyandırıyor. Gazeteci Barış Terkoğlu’nun iddiaları, konunun daha da çetrefilli olduğunu ortaya koyuyor.
Bu çerçevede, Özgür Özel’in Brüksel ve Hollanda ziyaretleri önem kazanıyor. Avrupa Parlamentosu’nda ve yurtdışındaki mitinglerde yürüttüğü faaliyetler, Türkiye’deki demokratik gelişmeleri ve adalet reformlarını aktarmaya yönelikti.
Kaynaklar, bu ziyaretlerde herhangi bir hukukî ihlal yaşanmadığını gösteriyor. Söylemler, yurtdışındaki vatandaşlara bilgilendirme ve dayanışma mesajı vermek ekseninde gerçekleşti; “hukuka aykırı telkin” veya “yasadışı propaganda” iddiaları doğrulanmadı.
Özetle, son dönemdeki tartışmalar adaletin herkese eşit uygulanıp uygulanmadığını sorgulatırken, Özel’in yurtdışı temasları meşru bir muhalefet faaliyeti olarak değerlendirilebilir.
Toplumsal güvenin korunması ve şeffaf soruşturmaların yapılması, yalnızca adaletin değil, aynı zamanda demokrasiye olan inancın da teminatı olacaktır.